ZEVKLE in English translation

pleasure
zevk
memnun
keyif
haz
memnuniyet
tatmin
şerefi
mutluluk
keyfi
rızasını
delighted
zevk
keyif
hoş
sevinç
lokumu
hazzı
nimetlerle
mutlu
memnun
lokumudur
gladly
memnuniyetle
seve seve
memnun
zevkle
gusto
zevkle
hevesini
i will enjoy
zevkle
keyif alacağım
tadını çıkara
eğlenirim
memnun olacağım
ben keyfine
tastefully
zevkli
relish
çeşni
zevk
turşu
sos
haz
keyif almak
delightfully
hoş
the shining piyasaya
zevkle
davetinizi
nefis
harika
delight
zevk
keyif
hoş
sevinç
lokumu
hazzı
nimetlerle
mutlu
memnun
lokumudur
pleasures
zevk
memnun
keyif
haz
memnuniyet
tatmin
şerefi
mutluluk
keyfi
rızasını

Examples of using Zevkle in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bunu zevkle öderim.
I would pay it gladly.
İşine bu kadar zevkle yaklaşmana hayranım.
I really admire the gusto with which you approach your job.
Kiki! Horst! Kiki!- Zevkle. Horst! Kiki!
Horst! Kiki! Kiki! Kiki! Horst!- With pleasure.
Erkekler onları zevkle sular.
Men water them with relish.
Zevkle.- 309 kez üst üste.
Delighted, delighted.- 309 times straight.
İzleyip zevkle alay ediyoruz. Hayır.
No. We watch and mock it delightfully.
Zevkle kabul edildi efendim. Özür dilerim.
Gladly accepted, sir. My apologies.
Eğer söylediklerinde ciddiysen Daisy, zevkle bir kadeh içerim.
If you mean what you say, Daisy, I shall drink a toast with gusto.
Kiki! Horst! Horst!- Zevkle. Kiki! Kiki!
Horst! Kiki! Kiki! Kiki! Horst!- With pleasure.
Başrahip ve Kilise Muhafızları, bundan zevkle faydalanacaklardır!
Something that the Dean and his Parish Police will exploit with relish!
Akşam sürekli korku ve zevkle bağırdık.
All evening we have been screaming with fear and delight.
Zevkle.- Onları ezeceğiz.
Delighted.- We shall thrash them.
Zevkle kabul edildi efendim. Özür dilerim.
My apologies. Gladly accepted, sir.
Ve zevkle. Korkuyla beslenir.
He feeds on fear and the pleasures.
İfade mükemmel.- Zevkle karmaşık.
The phrasing is brilliant. Delightfully complicated.
Yine de bu, cezanın böylesine zevkle… uygulanmasını gerektirmiyordu.
To carry it out with such gusto. I don't think the flogger needed.
Horst! Kiki! Kiki! Kiki!- Zevkle. Horst!
Horst! Kiki! Kiki! Kiki! Horst!- With pleasure.
Evet, zevkle.
Yes, with delight.
Zevkle.- Onları ezeceğiz.
We shall thrash them.- Delighted.
Ben o ibneyi zevkle öldürürdüm ama şu halime bir bak.
I would gladly kill the fucker myself, but look at me.
Results: 957, Time: 0.0675

Top dictionary queries

Turkish - English