Примери за използване на Bir yol bulmak на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ve böylece bir yol bulmak zorunda kalıyolar-- ve bunun için algoritmaları kullanıyorlar-- büyük olan şeyi milyonlarca küçük işleme bölmek için.
onlara kurtuluş sunmak istiyorsanız] onların gelişmesini sağlayacak bir yol bulmak zorundasınız.
terkedilmiş şehrin piramitlerinin içine… bir yol bulmak için günlerce uğraştılar.
Ücretsiz arkadaşlık sitesi ciddi bir ilişki için Modern ve konforlu bir yol bulmak kişi, arkadaşları,
Ama sonra buna bir yol bulmak zorundaydınız-- izin almamızı gerektiren tüm yorucu işleri ve insanlarla uğraşmamız gereken işleri de atlatacağız-- sadece mali kaynak sağlayacağız.
Demek istediğim eski hackerlerımızı kullanabilirdik ama artık o ayrıcalığımız yok ve bir yol bulmak zorundayız.
Şimdi yapmamız gereken şey, bu suçlamaların altından onu kurtarabilmek için bir yol bulmak, Lew.
Yarın akşama kadar Corrinenin ellerine 100 bin dolar koymak için bir yol bulmak zorundayız.
O zaman şu anda yapmamız gereken tek şey onu Büyük Danua olduğuna ikna edecek bir yol bulmak.
Bu işin getirdiği masrafları karşılamak için bir yol bulmak zorundaydım.
Bu tecrübelerin sonunda, kaplanlarla insanların bir arada yaşaması ya da kaplanları sonsuza dek kaybetmeyi göze alınmaması için bir yol bulmak gerektiği anladım.
ileri yönde kararlaştırılmış bir yol bulmak olduğu yönünde tavsiyede bulundu.
Ormanların yok olması sorunu olan ülkelerde orman için daha iyi değer sağlayan bir yol bulmak ve insanları çok hızlı büyüme çemberleri aracılığıyla para kazanmaya teşvik etmek zorundayız. 10, 12, 15 yaşındaki ağaçlar bu ürünleri oluşturuyor
tek ihtiyacımız olan şey, elektrik değişimlerini belli bir genişliğe yayan bir yol bulmak.
İçeriye irebilecek bir yol bulmamız lazım.
Aslında Pensilvanyadan geçmeyen bir yol bulmaya çalıştım.
Bizden saklanmasına mani olunacak bir yol bulmamız gerekiyor.
Sanırım şefi aklayacak bir yol bulmamı istiyor. Veya.
Ama eğer bu üretim problemini çözmek istiyorsak… bir yol bulmamız gerek.
Bir yol bulmaya çalıştım, ama bulamadım.