Примери за използване на Dediğim zaman на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Şimdi, aramızda bazılarımız,'' varoluşun farklı şekilleri'' dediğim zaman, gerçekten de varoluşun farklı şekillerini anlatmak istediğimi unutuyor.
Сега, има много от нас, който забравят, че когато казвам"различни начини на съществуване," наистина имам в предвид различни начини на съществуване.Size'' Zıplayın!'' dediğim zaman,'' Ne kadar yükseğe?'' diye soracaksınız!
Yani dolmuştur dediğim zaman, gerçekten dolu diyorum-- hata paylarının oldukça ötesinde,
И когато казвам, че е пълна, имам предвид наистина пълна--Sana'' kuyruğunu salla'' dediğim zaman'' ne kadar sert'' diye sor. Anladın mı?
Когато кажа"Махай с опашка", ще питаш"Колко силно?" Ясно?Onların vücutları atomlardan oluşmuştur dediğim zaman, kesinlikle atomların dışı olan bizim gördüğümüz atomlardan bahsetmedim.
Когато казах, че телата им са изградени от атоми, безспорно нямах предвид видимите за нас атоми, които са обвивките на атомите.Sayın Wooster beyliği sık sık son derece olduğunu dediğim zaman bana taşıyacak o yardım etmek için çok az şey yaptığını düşündüm de depresif.''.
Г-н Wooster ще ме носи, когато казвам, че си господство е често изключително депресия при мисълта, че той прави толкова малко, за да помогне.".Suşi seven biriyle gitmek çok hoş olurdu.'' Arigato gozaimasu'' dediğim zaman'' Çok yaşa'' demeyen biriyle.
Ще е яко с някой, който обича суши и който, когато кажа"Аригато гозамасу".Size'' değerli misafirimize refakât edin'' dediğim zaman'' Aidanı ofisime getirin'' demek istiyorumdur.
Когато казах,"придружете специалния ни гост", съвсем буквално имах предвид"докарайте Ейдън до офиса.".Dolayısıyla, karar vermek yerine karara varmamız lazım dediğim zaman önce gezegenin kapasitesine bakman gerekiyor, gezegenin ne kadar insanı barındırabileceğine.
Затова когато казвам, че"до решенията трябва да се достига"- първо трябва да се проучи носещият капацитет на планетата, какво тя може да поддържа.Kötü kişiye, ‹Kesinlikle öleceksin› dediğim zaman onu uyarmaz, yaşamını kurtarmak amacıyla onu kötü yolundan döndürmek için konuşmazsan,
Когато кажа на беззаконника: Непременно ще умреш; а ти не го предупредиш, и не говориш за да предпазиш беззаконника от беззаконния му пътMuz şeklinin sana ne anımsattığını ve'' fındıklarla'' dediğim zaman kikirdemenin sebebini biliyorum.
Знам какво ти напомня формата на банана и знам, че когато кажа"орехи" те избива на смях, но какво друго биKötü kişiye, ‹Ey kötü kişi, kesinlikle öleceksin› dediğim zaman, onu uyarmaz, kötü yolundan döndürmek için konuşmazsan,
Когато казвам на беззаконника: Беззаконнико, непременно ще умреш, а ти не проговориш, за да предупредишKötü kişiye, ‹Kesinlikle öleceksin› dediğim zaman onu uyarmaz, yaşamını kurtarmak amacıyla onu kötü yolundan döndürmek için konuşmazsan,
Когато кажа на беззаконника: Непременно ще умреш; а ти не го предупредиш, и не говориш, за да предпазиш беззаконника от беззаконния му път,Helenın seninle bir sorunu yok dediğim zamanı hatırlıyor musun?- Evet?
Добре, нали помниш, когато казах, че Хелън няма проблем с теб?Hükümdarlığın gelsin'' dediğimiz zaman ne için dua ediyoruz?
За какво си мислим ние, когато казваме:“Да дойде Твоето царство”?Bu şekilde'' hiç bir şey'' dediğin zaman, bu hiç bir şey değildir.
Tanrı” dediğin zaman ne oluyor?
Какво имате предвид, когато казвате Бог?Hayır dediğin zaman neden kendini suçlu hissetmemelisin?
Защо не трябва да се чувстваш виновен, когато казваш„Не”?O adama şey dediğin zaman, çok klasikti.
Çok kötü bir hastalık dediğin zaman… tam olarak ne kastetmiştin?
Когато казваш, че тази болест е ужасна, какво точно имаш предвид?
