HAK - превод на Български

право
hukuk
direk
dümdüz
düz
hakkı
doğruca
yetkisi
hakkına sahiptir
izni
hakla
заслужавам
layık
hak etmiyorum
hakediyorum
hakkettiğimi
değerim
iyisini hak ediyorum
заслужава
layık
hak etmiyorum
hakediyorum
hakkettiğimi
değerim
iyisini hak ediyorum
права
hukuk
direk
dümdüz
düz
hakkı
doğruca
yetkisi
hakkına sahiptir
izni
hakla
достоен
layık
iyi
değerli
uygun
düzgün
onurlu
saygın
hak
saygıdeğer
заслужил
hak
haketmiştir
kazandığın
хак
hack
hak
haq
честно
adil
dürüstçe
açıkçası
gerçekten
haksızlık
doğru
gerekirse
aslında
cidden
açıkça
се полага
hak
правдата
adalet
doğruluk
hak
gerçek
заслужават
layık
hak etmiyorum
hakediyorum
hakkettiğimi
değerim
iyisini hak ediyorum
правата
hukuk
direk
dümdüz
düz
hakkı
doğruca
yetkisi
hakkına sahiptir
izni
hakla
заслужаваш
layık
hak etmiyorum
hakediyorum
hakkettiğimi
değerim
iyisini hak ediyorum
правото
hukuk
direk
dümdüz
düz
hakkı
doğruca
yetkisi
hakkına sahiptir
izni
hakla
достойни
layık
iyi
değerli
uygun
düzgün
onurlu
saygın
hak
saygıdeğer

Примери за използване на Hak на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Kim olursa olsun, yabancı bile olsalar en azından bir Hıristiyan cenazesini hak ediyorlar.
И да са непознати, им се полага християнско погребение.
Eğer teselli olacaksa onu öldürmeden önce, hak ettiği dersi verdim.
И за твое утешение… Съдих го честно преди да го убия.
( Resulullah) Dedi ki:'' Rabbim, hak ile hükmet!
Каза[ Мухаммад]:“ Господи, отсъди с правдата!
Ama biliyorum ki, ölmeyi hak etmedi.
Но той не е заслужил да умре.
Özel hak ve özel mülkiyet için üç şartı vardı.
И той има три условия за справедливо лично право и собственост.
Jung Hak Soo doğruyu söylemiş olabilir mi?
Чонг Хак Су да казва истината?
Dulce şunu bil, bu sadece yaşlı kadınlara verilen bir hak.
Дулсе приеми го, това е привилегия, която законът дава на жените на твоята възраст.
Bizzat kral, en çok hak edenlere bu cezaları her zaman veremez.
Самият Цар не винаги може да накаже тези, които го заслужават най-много.
Bu hak İslami ulemaya( din adamları) aittir.''.
Това право принадлежи на ислямските улеми(учени).".
En azından bir merhabayı hak etmedim mi sence?
Не мислиш ли, че заслужавам поне едно"здравей"?
Beynin cezayı hak edecek ne yaptı?
И какво направи мозъка ви направя, за да заслужават наказание?
Bu hak, ücretsiz zorunlu öğrenim alma olanağını kapsar.
(2) Това право включва възможността да се получи безплатно задължително средно образование.
Bir kucaklamayı hak etmiyor muyum?
Не заслужавам ли прегръдка?
Hayır hak ettin.
Ama kesinlikle hak onlardan biri, bir online oyun Perfect World olduğunu.
Но един от тези, които заслужават със сигурност, е онлайн игра Perfect World.
Hepimiz önemliymişiz gibi muamele hak ediyoruz.
Всички имаме право да се отнасят с нас сякаш сме важни.
Yemek yemeyi hak etmiyorsun!
Не заслужаваш да ядеш!
Ölmeyi hak ediyorumdur belki.
Може би заслужавам да умра.
Mutlak aynî hak: Mülkiyet hakkı..
Зщита правото на соственост.
Evet, hak ediyorlar ama ama sen değil.
Заслужават го.- Така е, но не и ти.
Резултати: 941, Време: 0.0838

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български