Примери за използване на Harap на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kaç vicdanın harap edilmesi gerekti?
Yağmur ormanlarını harap edip onlar için çalışmayan yerlileri öldürdüler.
Bu bir cenaze, tamamen harap olmamızın anlamı yok.
Bu iş böyle giderse, kaos çıkıp ulusumuz harap edecek ve insanlar acı çekecek.
Eğer bu fotoğraflar sızarsa Vernon harap olacak.
Eğer ki'' Ölü Türlerin Yürüyüşü'' doğruluğu kanıtlanırsa Adrew Donnelly harap olur.
Ben iyiyim, arabam harap oldu.
Yaklaşık 3 hafta o çamurun içinde kaldı. Yani evim şu anda harap olmuş durumda.
Arabam harap oldu.
Harap olmuş bir kadın olduğumu düşünüyor olmalısınız.
Bu harap binada mı?
Ruhum harap oldu ama.
Belki nasıl harap olduğunu hatırlarsın?
Kariyerini harap edemezsin.
Aşkım harap durumda.
O harap bir hâlde. Kardeşini kaybetti.
Oda harap oldu ama peçetesi katlı.
Yani ailemizi harap edip profesyonel bir kaltakla kaçacağını bilseydim mi diyorsun?
Harap olmuş görünüyorsun da.
Harap olacak ölüm ve gözyaşı, ve dahası.