Примери за използване на Park et на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Git Jerseye park et, seni piç.
Karanlık bir yere park et.
Şuradaki ahırın önüne park et.
Koltuklara dokunma. Ve yakına park et.
Dinle en az dikkat çekecek bir yere park et hiç olmazsa.
Evet, biberonunun yanına park et.
Tamam, mağazaya olabildiğince yakın bir yer bul ve oraya park et.
Aynı yere park et.
Tamam, tamam Git ve bisikletini park et.
Malzemeyi içeri götür, arabayı evin arkasına park et, köyde tembellik yapılmaz!
Dinle hanımefendi, pembe sedanı sen al, ve kahverengi garajına park et.
Park etmek istiyorum.
Gölgeye park ettik.
Afedersiniz, nereye park etmemiz gerekiyor?
İki dakikalığına park etmiştim! İki dakika!
Buraya park ettim!
Arkaya park ettik.
Oraya park etmek istediğimi görmüyor musun?
Nereye park ettiğimi asla bulamazsın.
Park ettiği yeri unuttu, arabasını iki yıl sonra buldu.