Примери за използване на Yegâne на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ve biz geç kaldık… çünkü sen Meksikada çalınıp da… burada satılan yegâne arabayı kullanıyorsun.
Aslında onu teşhis edebilecek yegâne kişiler sizlersiniz.
Fakat insan, hayvanlardan farklı olarak sınırlarının bilincinde olan yegâne varlıktır.
Şu an sana yardım edebilecek yegâne kişi Ella.
Babam hep bu projeyi bitirebilecek yegâne kişinin siz olduğunu söylerdi.
Disarida sahip oldugum yegâne arkadaslarsiniz.
Peki ya bu bizim yegâne fırsatımızsa?
Erikanın kardeşi Hanae Wakatsuki, onun yegâne akrabası.
Venüs ve Merkür, güneş sistemimizde uyduları( ayları) olmayan yegâne aşağılık gezegenlerdir.
Sultanahmet Türkiyede altı minaresi olan yegâne camidir.
Dediğim gibi Sharinganı konusunda Sasukeye yardımcı olabilecek yegâne kişi sensin.
Bizi alaşağı edebilecek yegâne sistem.
Scieoclean bu üç ürünü bir arada sunan sürdürülebilir, yenilenebilir yegâne temizlik gücüdür.
Silahlı ve disiplinli yegâne kuvvet sizde.
Seni olduğun gibi kabul edecek yegâne insan benim.
Bu şehrin yegâne siyahı başkanını öldürdüler.
Çünkü tek ve yegâne amacımız durumunuzu düzeltmek
Bu oteli kanıt saklamak gibi yegâne bir amaç uğruna inşa ettim.
Resmi görevimiz yegâne önceliğimiz, yani anomalilerle meşgul olmak
İki kez öldürülmüş yegâne arkadaşı ve sevgili babası, intikam dolu kılıçlarına ona geçirmeliler.