KAUM GLAUBEN - Turkce'ya çeviri

inanamıyorum
unglaublich
unfassbar
glauben
nicht zu fassen
kann
ich kann kaum glauben
ist
inanması zor
schwer zu glauben
kaum zu glauben
kaum vorstellbar
schwer vorstellbar
inanmak zor
schwer zu glauben
kaum zu glauben
kaum vorstellbar
schwer vorstellbar
inanamadım
glauben
konnte es nicht fassen
trauen
ich konnte kaum glauben
güçlükle inandırabiliyorum

Kaum glauben Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ich kann es kaum glauben, die Nadel verkauft sich rasend schnell, beeilt euch.
Ama görünen o ki bu broş hızla satılıyor, elinizi çabuk tutun. İnanmakta zorlanıyorum.
Man kann kaum glauben, dass sie eine Frau ist.
Bir kadın olduğuna inanmaz zor.
Wir können kaum glauben, dass es schon der letzte Tag der gamescom ist!
Gamescomun son gününün gelip çattığına inanmakta zorlanıyoruz!
Jevie konnte die Information über den Organraub kaum glauben.
Jevie, zorla organ hasadına inanmayı zor buldu.
Ich konnte sie selbst kaum glauben.
Ben bile zar zor inanıyorum.
Ich konnte es kaum glauben, aber es fing mir an Spaß zu machen.
Bunu yaptığına inanamıyordum ama ben e heyecanlanmaya başlamıştım.
Darum kann ich es ja kaum glauben.».
Gerçi ben de pek inanmadım!”.
Ich kann's kaum glauben.
İnanması çok zor.
Pass auf, ich kann das alles kaum glauben.
Bak, tüm bunlara inanmak çok zor.
Ich kann immer noch kaum glauben, dass er ein Zauberer war.
Halen onun büyücü olduğuna inanasım gelmiyor.
Ich kann es selbst kaum glauben.
Kendim de pek inanamıyorum.
Ich kann's kaum glauben, dass du mein Sohn bist.
Benim oğlum olduğuna zor inanıyorum.
Ich kann es gerade kaum glauben, dass jemand dazu fähig wäre.
Şu an için birisinin bunu yapabileceğine… inanmakta zorluk çekiyorum.
Man kann kaum glauben, wie großartig es hier ist.
Buranın ne kadar harika olduğuna inanmakta zorluk çekiyorum.
Ich kann kaum glauben, dass sogar er Ihnen die Hilfe verweigert.
Onun bile size yardım etmeyi reddettiğine inanmak çok zor.
Ich konnte sie selbst kaum glauben.
Ben bile zor inanıyorum.
Ich kann kaum glauben, dass ich schon drei Wochen da bin.
Üç gün önce orada olduğuma inanmakta zorluk çekiyorum.
Man kann kaum glauben, dass man hier wirklich noch in Deutschland ist.
Bunun Fransada olup bitiyor olmasına insan gerçekten inanamıyor.
Zuerst konnte ich meinen Augen kaum glauben.
İlk önce gözlerime pek inanamadım.
Ich konnte es selbst kaum glauben.
Ben de kendime inanmakta zorluk çekiyorum.
Sonuçlar: 63, Zaman: 0.0559

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce