INANMAK ZOR - Almanca'ya çeviri

schwer zu glauben
inanmak zor
inanması güç
inanmakta güçlük
buna inanmak çok zor
düşünmek zor
kaum zu glauben
inanmak zor
inanamıyorum
inanabiliyor musun
buna inanabiliyor musun
inanılır gibi
i̇nanamıyorum bu
kaum vorstellbar
hayal etmek zor
hayal bile edemiyorum
inanmak zor
düşünülemez
düşünmek zor
schwer vorstellbar
hayal etmek zor
düşünmek zor
inanmak zor

Inanmak zor Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Çıngıraklı yılanların bu kadar lezzetli olmasına inanmak zor.
Kaum zu glauben, dass Klapperschlangen so gut sind.
Bir zamanlar bundan iki katı çirkin olduğuna inanmak zor.
Schwer zu glauben, dass sie mal doppelt so widerwärtig war.
Biliyorum. Onun hemen orada olduğuna inanmak zor geliyor.
Ich weiß. Kaum zu glauben, dass er gleich dort ist.
Buranın bir toplama kampı olarak kullanıldığına inanmak zor.
Schwer zu glauben, dass das mal ein Internierungslager war.
Bir yıl geçtiğine inanmak zor.
Kaum zu glauben, dass es ein Jahr ist.
Gt; Kim olduğuna inanmak zor.
Kim ist schwer zu glauben.
Daha yeni bebeğin olduğuna inanmak zor.
Kaum zu glauben, dass Sie gerade ein Baby gekriegt haben.
Sadece altı yıl önce olduğuna inanmak zor.
Schwer zu glauben, dass das erst sechs Jahre her ist.
Yaşında olduğuna inanmak zor.
Kaum zu glauben, dass er 70 ist.
Geri dönmeyeceğine inanmak zor.
Schwer zu glauben, dass sie nicht zurückkommt.
Dougın böyle bir şey yaptığına inanmak zor.
Kaum zu glauben, dass Doug so etwas getan hat.
Devlet memuru olarakta çalışıyorum inanmak zor değil.
Polizeireporterin gearbeitet hat, nicht schwer zu glauben.
Onun yozlaştığına inanmak zor.
Kaum zu glauben, dass er korrupt war.
Buna inanmak zor.
Das kann ich schwer glauben.
Oynadığına inanmak zor. Çünkü az önce oynadığın gibi.
Denn so, wie du gespielt hast, ist das schwer zu glauben.
Vatanına ihanet ettiğine inanmak zor… Sadece vatanına değil, ailesine de.
Nicht nur sein Land, seine Familie. Es ist kaum vorstellbar, dass er sein Land verraten würde.
Buna inanmak zor geldi nedense.
Das kann ich kaum glauben.
Bir zamanlar mutlu olduğuma inanmak zor… ama bu resim olduğumun bir kanıtı.
Dass ich's war. aber dieses Foto ist der Beweis, Es ist schwer vorstellbar, dass ich mal glücklich war,.
Buna inanmak zor. İyi değil.
Nicht gut. Das kann ich schwer glauben.
On yıl geçtiğine inanmak zor Bay Hartwell.
Es ist kaum zu glauben, dass es schon zehn Jahre sind, Mr. Hartwell.
Sonuçlar: 235, Zaman: 0.042

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca