SEIN WÜRDEST - Turkce'ya çeviri

• olacağını
• olduğunu
• olurdun

Sein würdest Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Er wusste, was du sein würdest, und doch hat Er dich angenommen“.
O zat da senin sıkıntılarından haberdar oldu ve sana teveccüh etti.” diyorlar.

Ich habe langsam Zweifel, ob du eine gute Mutter für meine Kinder sein würdest.
Çocuklarımın annesi olmanla ilgili ciddi kuşkularım oluşmaya başladı.

Ich dachte, da du sowieso in Paris sein würdest.
Düşündüm de, nasıl olsa Pariste olacaktın.

du offiziell Audreys Begleiter sein würdest.
resmi olarak Audreynin kavalyesi olacaksın.

Ich wusste nicht, dass du so ein netter Kerl sein würdest!
Bu kadar iyi bir adama dönüşeceğini bilmiyordum!

Ich dachte mir gestern schon, dass du nervös sein würdest, und du bist es.
Geçen akşam seni düşündüğüm de,…'' O asabi olacak'' diye söylendim. Ve karşımda sen çok asabisin.

Wieso und seit wann ich genau weiß, dass du meine Partnerin in allem sein würdest? Habe ich dir je gesagt?
Bunların hepsinde sonsuza dek ortağım olacağını… neden ve ne zaman anladım, sana hiç söyledim mi?

Ich bringe nur schnell meine Zahnbürste und meine Sachen ins Bad. Nein, ich wusste schon, dass du dann wieder in Tucson sein würdest, ich.
Hayır, o zamana kadar Tuscona dönmüş olacağını biliyorum, ben… banyoya koyayım. Ben gidip diş fırçamı ve diğer eşyaları.

wie glücklich du mit Ihnen sein würdest, bis an dein Lebensende.
ne kadar mutlu olduğunu.

Ich habe ihnen gesagt, wo du sein würdest… in dem Wagen und sie haben mir gesagt, wann ich aussteigen soll.
Arabanın neresinde olacağını onlara söyledim. Onlar da bana ne zaman çıkmam gerektiğini söylediler.

das du traurig sein würdest und zerbrechlich, weil du gerade deine Welt verloren hast, deine Eltern, deine Freunde.
üzgün ve kırılgan olduğunu söyledi dünyanı yeni kaybetmiştin ebeveynlerini, arkadaşlarını.

Wir waren gerade in der Gegend, dachten, wir essen etwas. Wir wussten nicht daß du hier sein würdest.
Biz de buralardan geçiyorduk, ve burada yiyebileceğimizi düşündük Senin burada olacağını bilmiyorduk bile.

Ich muss sagen, als ich dich rekrutiert habe, hatte ich keine Ahnung, dass du so gut sein würdest.
Söylemem lazım, seni yarışa aldığımda bu kadar iyi çıkacağını hiç tahmin etmiyordum.

Nur ich weiß, wer sie sein werden.
Onların kim olacağını bilen bir tek ben varım.

Sag mir, dass du okay sein wirst.
İyi olacağını söyle bana.

Ich schlafe nachts ruhig, da ich weiß, dass du immer da sein wirst.
Ve her zaman orada olacağını bildiğim için geceleri rahatça uyuyorum.

Ich stelle mir einfach vor, wo du gleich sein wirst.
Senin birazdan nerede olacağını hayal etsem yeter!

Ich weiß, wo Ihre Tochter sein wird.
Kızının nerede olacağını biliyor musun?

Aber ich garantiere dir, dass deine Familie sicher sein wird.
Ama ailenin güvende olacağını sana garanti edebilirim.

Wo du sein wirst, noch ehe du es weißt.
Nerede olacağını senden bile önce biliyorum.