HOW FRAGILE - Turkce'ya çeviri

[haʊ 'frædʒail]
[haʊ 'frædʒail]
ne kadar kırılgan
how fragile
how vulnerable
how brittle
how delicate
ne kadar hassas
how sensitive
how delicate
how fragile
how susceptible
how touchy
how vulnerable
ne kadar narin
how fragile
such a delicate

How fragile Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
That's how fragile truth is.
Insanın içindeki hakikat, işte bu kadar kırılgandır.
I don't know how fragile she is, what kind of a state she's in! All right?
Ne kadar hassas olduğunu, ne durumda olduğunu bilmiyorum! Tamam mı?
Do not know how fragile life. In fact, we looked at each other for the last time.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
As we will see, for all its strength and power, many inside the factory system of Hollywood seemed not to notice how fragile it was.
Hollywood fabrikasında yaşayanların bütün gücü ve azametine karşın onun ne kadar kırılgan olduğunu fark etmediklerini göreceğiz.
Quite a few times. you described how fragile she looks, You know when you talked to me about your dream.
Ve bana rüyanı anlatırken birkaç kez annenin… ne kadar kırılgan göründüğünden bahsettin.
seemed not to notice how fragile it was… how breakable. many inside the factory system of Hollywood.
azametine karşın… onun ne kadar kırılgan olduğunu fark etmediklerini göreceğiz.
We never knew how fragile life would be I lived for revenge. Even that last time we looked at each other.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
Well, perhaps seeing a dead person today Made us all realize how fragile the journey of life really is.
Belki de bugün ölü bir insan görmek hayat yolculuğunun ne kadar hassas olduğunu fark etmemizi sağladı.
Even that last time we looked at each other… we never knew how fragile life would be.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
I lived for revenge we never knew how fragile life would be Even that final time we looked at each other.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
We never knew how fragile life would be I lived for revenge Even that final time we looked at each other.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
Even that final time we looked at each other… we never knew how fragile life would be… I lived for revenge.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
We never knew how fragile life would be Even that last time we looked at each other I lived for revenge.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
We never knew how fragile life would be… Even that final time we looked at each other… I lived for revenge.
Birbirimize son kez baktığımızda bile… hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk.
And will, it seems, continue to do. Beautiful though the earth looks from space, we all know how fragile it is; how much damage humans have done.
Yerkürenin uzaydan görünüşü o kadar güzel ki… Hepimiz Yerkürenin ne kadar kırılgan olduğunun farkında olsak da… insanoğlunun ona zarar vermeye devam edeceğini farkındayız.
You know how fragile they are.
Onların ne kadar kırılgan olduğunu bilmen gerekir.
Remind I how fragile is life.
Bana hayatın ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatıyor.
I know how fragile she is.
Onun ne kadar kırılgan olduğunu biliyorum.
And you know how fragile Jessi is.
Jessinin ne kadar kırılgan olduğunu biliyorsun.
You know how fragile women can be.
Kadınların ne kadar kırılgan olabileceğini biliyorsun.
Sonuçlar: 184, Zaman: 0.0449

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce