BUB in Turkish translation

• bub
• ahbap
• bob
• dostum
• oğlum
• delikanlı
• şampanya
• evlat
• kardeş

Examples of using Bub in English and their translations into Turkish

Okay, bub, you ready to go?
Pekâlâ ahbap, gitmeye hazır mısın?

Thanks.- Well, you're welcome, bub.
Rica ederim, evlat.- Sağ ol.

A concert in the park Look, Bub, we're desperate.
Bak dostum, ümitsiz durumdayız. Parktaki konsere.

Hey Bub, throw me my cutter, will ya?
Hey, Bob, bıçağı bana at, olur mu?

Now, what can I do for you, bub?
Şimdi, senin için ne yapabilirim oğlum?

Not in my hall, bub.
Koridorumda olmaz delikanlı.

Doing people's taxes. Bub, I know you don't pay your rent.
Bub, milletten haraç kesip kiranı ödemediğini biliyorum.

You got a visitor, bub. Ow, my nose!
Ziyaretçin var ahbap. Burnum!

Look, I'm just gonna cut to the chase here, bub.
Bak, bu tartışmayı burada kesiyorum, dostum.

Call off your dogs, Bub!
Köpeklerini geri çağır, Bob!

See you in small claims court, bub.
Asliye mahkemesinde görüşürüz, oğlum.

See them yet, bub?
Onları görebildin mi evlat?

Playing some golf, sipping bub at the club?
Golf oynadınız, kulüpte şampanya yudumladınız?

It's New Year's Eve, bub.
Yeni Yıl Arifesindeyiz, kardeş.

That's gonna have to be repainted, bub.
Bunun tekrar boyanması gerekecek, delikanlı.

Okay, bub, you ready to go?
Tamam, bub, gitmeye hazırmısın?

My nose! You got a visitor, bub.
Ziyaretçin var ahbap. Burnum!

This is my adventure, bub.
Bu benim maceram, dostum.

I see why Bumpy don't go to church, Bub.
Şimdi Bumpynin neden kiliseye gitmediğini anladım, Bob.

What are you drinking, bub?
Ne içiyorsun, delikanlı?