Examples of using Can't understand in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
But that's a difference you probably can't understand.
Fakat, bu senin muhtemelen anlayamayacağın bir fark.I'm sorry, I can't understand a word you are saying.
Üzgünüm, ben soylediginiz kelimeyi anlayamıyorum.Some people say, brains can't understand brains.
Bazıları da diyor ki:'' beyinler beyinleri anlayamaz.Does this mean she can't understand the charge?
Yani o hakkındaki suçlamaları anlayamıyor mu?Giulia, I know you can't understand what I'm saying.
Having something done like that with a woman who can't understand me.
Beni anlayamayan bir kadına bu masajı yaptırtmak.I can't understand her. Yes.
Hannah, there are things in my life that you can't understand.
Hannah, hayatımda senin anlayamayacağın şeyler var.But I still can't understand why we're leaving.
Fakat ben hala niçin buradan ayrıldığımızı anlayamıyorum.For years. Ultimately, they can't understand people's hearts!
Yıllarca. Sonuç olarak, onlar insan kalbini anlayamaz!Doctor, does this mean she can't understand the charge?
Doktor, yani o hakkındaki suçlamaları anlayamıyor mu?A child can't understand, but you have to tell the truth.
That you write only from a man's point of view and can't understand women?
Sadece erkeklerin bakış açısından yazdığını ve kadınları anlamadığını?It's nice to be with someone who can't understand the horrible things I say.
Söylediğim korkunç şeyleri anlayamayan biriyle olmak çok hoş.I can't understand them, but they won't stop talking!
Onları anlamıyorum, ama onlar konuşmayı durdurmuyorlar!Well, there's things between us you can't understand, Jamie.
Ama aramızda, senin anlayamayacağın şeyler yaşandı Jamie.In the end… they can't understand people's hearts! For years!
Yıllarca. Sonuç olarak, onlar insan kalbini anlayamaz!I can't understand you, sir. I'm okay.
Ben iyiyim. Sizi anlayamıyorum, efendim.Course I do. People can't understand why she's with him?
Elbette. İnsanlar neden onunla olduğunu anlayamıyor mu?He can't understand us.
Bizi anlamaz o.
