DEMOCRATICALLY in Turkish translation

[ˌdemə'krætikli]
[ˌdemə'krætikli]
demokratik olarak
democratically

Examples of using Democratically in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Once there was a kingdom, ruled by a democratically elected, mixed-race, female prime minister.
Bir zamanlar demokratik seçimlerle kadın bir başbakan tarafından yönetilen melezlerin yaşadığı bir krallık varmış.
It is important that[elections] are done democratically, and if someone does not wish to be a part of the political platform they should go into opposition.
Seçimlerin demokratik bir şekilde yapılması önemli ve şayet siyasi platformun parçası olmak istemiyorsanız muhalefete geçmelisiniz.
The Dominican Republic receives its first democratically elected president,
Dominik Cumhuriyetinde ilk demokratik seçimler yapıldı:
The Revolutionary Council was abolished, and replaced by the National Assembly of Afghanistan, a democratically elected parliament.
Devrim Konseyine son verildi ve yerine, demokratik seçimlerle iş başına gelen Afganistan Millî Meclisi kuruldu.
January 27- Colonel Ibrahim Baré Maïnassara deposes the first democratically elected president of Niger, Mahamane Ousmane, in a military coup.
Ocak- Nijerde düzenlenen darbede Albay Ibrahim Baré Maïnassara, ülkenin demokratik olarak seçilen ilk devlet başkanı olan Mahamane Ousmaneyi devirdi.
A billion years ago, I attempted to overthrow the democratically elected alderman from my district.
Bir milyar yıl önce, benim semtimde demokratik yollarla seçilmiş bir meclis üyesini yerinden etmeye çalıştım.
A democratically elected Constituent Assembly to create a Russian constitution was one of the main demands of all Russian revolutionary parties prior to the Russian Revolution of 1905.
Demokratik yollardan seçilmiş olan bir Kurucu Meclisin toplanarak Rusya Anayasasını yazması 1905 Devriminden önce tüm sosyalist partilerin talepleri arasındaydı.
The EU fully supports the democratically elected government,
AB demokratik bir şekilde seçilen hükûmeti, ülkenin kurumlarını
Now, we Cherokee, we consult our women elders on every important decision, but we have never had a woman as a democratically elected chief.
Konuda danışıyoruz, ama demokratik olarak seçilmiş bir kadın şefimiz olmadı. Şimdi, biz Cherokee, kadın yaşlılarımıza her önemli.
Democratically elected leader. The Daleks will be destroyed and our work here will then continue.
Dalekler yok edilir ve demokratik yollarla seçilmiş… bir liderin önderliğinde çalışmalarımıza devam ederiz.
The government at the time-- the democratically elected communist party of Vladimir Voronin-- rejected the idea.
O tarihteki hükümet -Vladimir Voroninin demokratik yollardan seçilmiş komünist partisi- bu fikri reddetti.
This will be a… democratically empowered position, for a talented individual, to proactively seek excellence in matters of student representation.
Bu… demokratik, pozisyon yetkisi yetenekli bir birey için proaktif mükemmelliği aramak konuda öğrenci temsilciliğinde.
And I have to tell you that we have always run the club democratically, and we've.
Sana şunu söyleyeyim. Kulübü hep demokratik bir biçimde yürüttük, ve biz.
You know me, Mr. Kunstler, and therefore you know that this trial will be conducted… democratically!
Beni tanıyorsunuz Bay Kunstler ve bu yüzden bu duruşmanın demokratik bir şekilde idare edileceğini de biliyorsunuz!
a nation of Gods, it would govern itself democratically.
bir Tanrı ulusu olsaydı kendisini demokratik bir biçimde yönetirdi.
The Republic's vice-president says this is an act of subversion aimed at destabilizing a democratically elected constitutional government.
Başkan Yardımcısı bunun, demokratik olarak seçilmiş anayasal bir hükümetin istikrarını bozmayı hedefleyen bu çökertme eyleminin kargaşa
What was going on in Guatemala is that there was a democratically elected president in 1950, Jacobo Arbenz, who sought to
Guatemalada olanlar 1950de demokratik olarak seçilmiş bir başkan vardı, Jacobo Arbenz,… Birleşik Devletlerin ekonomiyi geliştirmek
when the Social Democrats had the majority and the city was democratically governed for the first time.
kentin ilk kez demokratik olarak yönetildiği 1918-1934 yılları arasında Avusturyanın başkentinin takma adıdır.
That governs in your name Prime Minister? there is currently a full-blown plot developing against me Ma'am, I have reason to believe and the democratically elected Labour government being led by a senior member of your family.
Efendim, Başbakan. ülkeyi adınıza yöneten bana bir komplo planlandığına inanmak için geçerli sebeplerim var. ve demokratik olarak seçilmiş İşçi Partisi hükûmetine karşı.
That governs in your name Prime Minister? and the democratically elected Labour government there is currently a full-blown plot developing against me Ma'am, I have reason to believe being led by a senior member of your family.
Efendim, Başbakan. ülkeyi adınıza yöneten bana bir komplo planlandığına inanmak için geçerli sebeplerim var. ve demokratik olarak seçilmiş İşçi Partisi hükûmetine karşı.
Results: 104, Time: 0.0397

Top dictionary queries

English - Turkish