DOESN'T MAKE ME in Turkish translation

['dʌznt meik miː]
['dʌznt meik miː]
beni daha
i have
i can
before i even
i just
i never
than i
i more
i would
i only
i was little
sağlamıyor
to make
to provide
to ensure
to get
to keep
to maintain
to allow
to secure
to help
enabling
yapmaz bana
bilmem bilim adamı olan sensin bu beni kâbuslar üzerine uzman yapmıyor
yapmaz dinle kızlar sırf benim

Examples of using Doesn't make me in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hey! back in order, that doesn't make me a shitty person. Just'cause I want to get my business!
İşimi geri alıp düzenimi kurmak istemem beni boktan bir insan yapmaz. Bana bak!
Just'cause I want to get my business back in order, that doesn't make me a shitty person!
İşimi geri alıp düzenimi kurmak istemem beni boktan bir insan yapmaz. Bana bak!
That doesn't make me a shitty person. Just'cause I want to get my business back in order!
İşimi geri alıp düzenimi kurmak istemem beni boktan bir insan yapmaz. Bana bak!
Back in order, that doesn't make me a shitty person. Just'cause I want to get my business- Hey!
İşimi geri alıp düzenimi kurmak istemem beni boktan bir insan yapmaz. Bana bak!
I may enjoy being dominated by the ladies from time to time, that doesn't make me crazy.
Zaman zaman kadınların bana hükmetmesinden zevk alabilirim… bu beni deli yapmaz.
So I really hope Dwight doesn't make me work. My fiance has plans for us this Saturday.
Umarım Dwight çalışmamı istemez. Nişanlım bu Cumartesi için plan yapmış.
Look, it was really cool what you did, but a few days of rehearsal and practice doesn't make me as good as you.
Bak, yaptığın çok güzeldi ama birkaç günlük prova ve çalışma senin kadar iyi olmamı sağlamaz.
Don't make me yell anymore.
Beni daha fazla bağırtmayın.
That does not make me feel better.
Bu beni daha iyi hissettirmedi.
That does not make me feel better.
Bu beni daha iyi hissettirmiyor.
Don't make me beg anymore.
Beni daha fazla yalvartma.
Don't make me kill you again.
Bana kendini bir daha öldürtme.
Don't make me take you down, Sam, you know I will!
Bana kendini indirtme Sam, yaparım biliyorsun!
Don't make me watch you die, Rebecca.
Öldüğünü görmek zorunda bırakma, Rebecca.
Don't make me shoot you in the back, Eladio.
Bana kendini arkandan vurdurtma, Eladio.
Oh, please, don't make me!
Lütfen beni zorlamayın!
Don't make me kiss you, boss.
Öptürme kendini bana, patron.
And don't make me kill her.
Onu öldürmeye mecbur etme beni.
Don't make me crawl around you. This sand is too hot.
Etrafından sürünmek zorunda bırakma, bu kum çok sıcak.
Please… don't make me chase you.
Lütfen… Beni yapmayın Chase sen.
Results: 42, Time: 0.0617

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish