I'M NOT GOING IN in Turkish translation

• girmem
• girmeyeceğim
• girmiyorum
• içinde gitmiyorum

Examples of using I'm not going in in English and their translations into Turkish

Let's go. I'm not going in that water!
Ben o soğuk suya girmem!- Gidelim!

Let's go. I'm not going in that water.
Ben o suya girmem. Gidelim.

I'm not going in there.
Oraya girmem ben.

No, I'm not going in.
Hayır, içeri girmiyorum.

I told you: I'm not going in.
Sana söylüyorum, içeri girmem.

I'm not going in the bin.
Çöp kutusuna falan girmiyorum ben.

No! No! I'm not going in the trash chute.
Hayır, çöp borusuna girmem. Buradan atlayacağız.

No! I'm not going in the trash chute.
Hayır, çöp borusuna girmem. Buradan atlayacağız.

I'm not going in there, and I would never set foot in some voodoo man's sucker trap-- not for all the tea in China, nor for all the Chinese waitresses who bring the tea.
Oraya girmiyorum ve büyücü kılıklı adamın tuzağına düşmeyeceğim. İsterlerse Çindeki bütün çayları versinler isterse çayları getiren Çinli kızları, asla girmem..

And unless something has changed, I am not going in there with him.
Ve bir şey değişmedikçe, onunla oraya girmem.

You followed me. I'm not-- I'm not going in there.
Beni takip eden sendin. Oraya girmeyeceğim.

I ain't going in there alone.
Oraya yalnız girmem.

I ain't going in there!
Hayır dostum! Ben oraya girmem!

I'm not going in.
Ben oraya girmem.

I'm not going in.
Ben inmiyorum ki.

I'm not going in there.
Ben oraya girmeyeceğim.

I'm not going in there.
İçeri girmiyorum ben.

I'm not going in there.
Hayır, ben gitmem.

I'm not going in there.
Onun yanına girecek değilim.

I'm not going in there.
Ben buraya girmem.