I'M TRYING TO PROVE in Turkish translation

[aim 'traiiŋ tə pruːv]
[aim 'traiiŋ tə pruːv]
kanıtlamaya çalıştığım
kanıtlamaya çalıştığımın
kanıtlamaya çalıştığımı

Examples of using I'm trying to prove in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Is that criminals like Tom Horn are not immune to prosecution. What I'm trying to prove, Philip.
Tom Horn gibi suçluların yargıya karşı dokunulmazlığı olmaması. Kanıtlamaya çalıştığım şey Philip.
He said,"these are the studies that show…"what I'm trying to prove is that diet can reverse breast cancer.
Dedi ki,'' Bu çalışmalar beslenmenin meme kanseri sürecini tersine çevirebileceğini kanıtlamaya çalıştığımı gösteriyor.
What I'm trying to prove, Philip… are not immune to prosecution. is that criminals like Tom Horn.
Tom Horn gibi suçluların yargıya karşı dokunulmazlığı olmaması. Kanıtlamaya çalıştığım şey Philip.
I'm trying to prove that you are guilty of murder, Mr. Lankman,
Cinayetten suçlu olduğunuzu kanıtlamaya çalışıyorum, Bay Lankman.
I'm trying to prove that the woman who took your so-called confession is a corrupt police officer… and a murderer.
Senin sözde itirafını alan şu kadının yozlaşmış bir polis ve bir katil olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum.
If Joe finds out that I'm trying to prove the vigilante innocent, he's gonna kick me off the unit.
Joe kanunsuz kahramanın masum olduğunu kanıtlamaya çalıştığımı öğrenirse, beni birimden kovar.
And not because I have been brainwashed by Dad or I'm trying to prove anything.
Babam tarafından beynim yıkandığı için ya da bir şeyler kanıtlamaya çalıştığım için de değil.
I am trying to prove something.
Bir şeyler kanıtlamaya çalışıyorum.
I am trying to prove that Henry is the architect of the Copenhagen attacks.
Henrynin Kopenhagdaki saldırının arkasında olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum.
I struggled with who I was trying to prove myself.
Kim olduğumu kendime ispat etmek gayretiyle mücadele ettim..
I don't know what I was trying to prove. I traded it in.
Ne kanitlamaya çalisiyordum bilmiyorum.- Takas ettim.
Did my testimony sound like I was trying to prove you guilty?
İfadem, seni suçlu kanıtlamaya çalışıyormuşum gibi geldi mi?
It was not about the stealing. I was trying to prove a point.
Mesele çalmak değil, bir şey ispatlamaya çalışıyordum.
That you weren't worthy of him. I was trying to prove.
Ona layık olmadığını göstermeye çalışıyordum sadece.
All because I was trying to prove myself to my pops.
Bütün bunların nedeni kendimi babama ispatlamak istemem.
I am trying to prove that this is all bullshit, and you guys are all buying into it.
Bütün bunların saçmalık olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum siz de yutuyorsunuz bunları.
I was trying to prove to George that I would always be on his side and by his side because my dad always put his job before his family.
Ama Georgea her zaman onun yanında olacağımı kanıtlamak için çabalayıp duruyordum…,… çünkü babam her zaman işini ailesinin önünde görürdü.
It's not that I was trying to prove that you're an idiot or anything, but lupus boy and I were at the beach this morning,
Aptal olduğunu kanıtlamaya çalıştığımdan falan değil ama lupuslu çocukla bu sabah sahile gittik
And I told them that we had an affair.- I was trying to prove something to my friends.
Arkadaşlarıma bir şey ispatlamaya çalışıyordum… ve onlara ilişkimiz olduğunu söyledim.
I didn't want to seem like I was trying to prove I knew him better.
onu daha iyi tanıdığımı kanıtlamaya çalışır gibi görünmek istemedim.
Results: 45, Time: 0.0539

I'm trying to prove in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish