IS TRYING TO SAVE in Turkish translation

[iz 'traiiŋ tə seiv]
[iz 'traiiŋ tə seiv]
biriktirmeye çalışıyor

Examples of using Is trying to save in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ladies and gentlemen… the only thing I'm guilty of is trying to save these girls from the end of days.
Bayanlar ve baylar, suçlu olduğum tek konu bu kızları mahşer gününden korumaya çalışmış olmam.
The man you met yesterday is trying to save us.
Dün buluştuğun adam bizi kurtarmaya çalışırken.
Careful, Jessica, because I am the only other person who is trying to save Hope's life.
Dikkatli ol Jessica, çünkü Hopeun hayatını kurtarmaya çalışan yalnız iki kişiden biriyim.
There's a plane in the air that's going to crash, so what we're doing is trying to save a little girl.
Havada düşmek üzere olan bir uçak var burada yaptığımız küçük bir kızı kurtarmaya çalışmak.
What did you see the night at the bank when Scott was trying to save Deaton?
Scottın Deatonı kurtarmaya çalıştığı akşam bankada ne gördün?
I am trying to save my world… but it's not just Earth that's in danger.
Ben dünyamı kurtarmaya çalışıyorum fakat tehlikede olan sadece Dünya değil.
This was trying to save me?
Bu beni korumaya çalışmak mıydı?
I am trying to save our city. No. No.
Ben şehrimizi kurtarmaya çalışıyorum! Hayır!- Hayır.
No. I am trying to save our city. No.
Ben şehrimizi kurtarmaya çalışıyorum! Hayır!- Hayır.
For the last time… I am trying to save everyone!
Ben herkesi kurtarmaya çalışıyorum! Son kez söylüyorum!
I am trying to save everyone! For the last time.
Ben herkesi kurtarmaya çalışıyorum! Son kez söylüyorum.
The Fifth Column's trying to save humanity.
Beşinci Kol insanlığı korumaya çalışıyor.
She's my friend, I am trying to save her life.
O benim arkadaşım ve hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
Everybody's trying to save me from everything!
Herkes beni herşeyden korumaya çalışıyor!
And I am trying to save him.
Ve ben onu kurtarmaya çalışıyorum.
For all these years, I have been trying to save myself!
Seneler boyunca, kendimi korumaya çalıştım!
Listen, I am trying to save Gwen's life.
Dinle beni. Gwenin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
I am trying to save you and me and him… and your father.
Ben seni, kendimi onu ve babanı kurtarmaya çalışıyorum.
I am trying to save April.
Ben Aprili kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save someone who hates me.
Benden nefret eden birinin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
Results: 46, Time: 0.0498

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish