Examples of using I'm trying to save your life in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Michael, I'm trying to save your life.
Michael ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum.I'm trying to save your life.
Hayatlarınızı kurtarmaya uğraşıyorum.I'm trying to save your life here.
Ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum.I'm trying to save your life here.
Ben hayatini kurtarmaya çalisiyorum.I'm trying to save your life.
Hayatini kurtarmaya çalisiyorum.I'm trying to save your life.
Canını kurtarmaya çalışıyorum!I'm trying to save your life. Where is she?
Nerede o? Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.Where is she? I'm trying to save your life.
Nerede o? Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.I'm trying to save your life!
Senin hayatını kurtarmak için çabalıyorum!I'm trying to save your life!
Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum!I'm trying to save your life. Michael.
Michael… ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum.Yeah, well, I'm trying to save your life, okay?
Öyle mi, ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum, tamam mı?Come on, Philo, I'm trying to save your life.
Hadi ama, Philo, Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.I was trying to save your life, get you to rehab.
I'm trying to save your lives.
Hayatınızı kurtarmaya çalışıyorum.Kid, I am trying to save your life.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum evlat.I'm trying to save your lives, sweetheart.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum burada, canım.I'm trying to save your lives here.
Burada hayatlarınızı kurtarmaya çalışıyorum.I'm trying to save your lives, it's different this time.
Hayatınızı kurtarmaya çalışıyorum. Durum farklı.I--I am trying to save your life here.
Ben burada hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
