TRYING TO SAVE in Turkish translation

['traiiŋ tə seiv]
['traiiŋ tə seiv]
kurtarmaya çalışmak
kurtarmaya denemek
kurtarmaya çalışmaktan
kurtarmaya çalışırlarken
kurtarmak istiyorsan beni öldürmeye çalışma
biriktirmeye çalışan

Examples of using Trying to save in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
She knows I'm never gonna stop trying to save you.
Seni kurtarmaya çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğimi biliyor.
For trying to save our world.
Dünyamızı kurtarmaya çalışmak için.
Thanks for trying to save me.
Kurtarmaya çalıştığın için teşekkür ederim.
Stop trying to save me.
Beni kurtarmaya çalışmaktan vazgeçin.
Trying to save a dead person's life.
Bir ölünün hayatını kurtarmaya çalışmak.
Thanks for trying to save her.
Onu kurtarmaya çalıştığın için teşekkürler.
But trying to save a life isn't wasting your life.
Belki olacakları değiştiremeyiz… ama bir hayatı kurtarmaya çalışmak hayatını boşa harcamak değildir.
Seriously, though, thanks for trying to save me anyway.
Cidden yine de beni kurtarmaya çalıştığın için sağ ol.
Nothing short of that will stop me from trying to save my mother.
Hiç bir şey annemi kurtarmaya çalışmaktan beni alıkoyamaz.
Digging up graves, and trying to save human lives?
Mezar kazmak ve insan hayatı kurtarmaya çalışmak?
If you're positive for protein phf-- stop trying to save me.
Eğer sende de PHF proteini pozitifse… Beni kurtarmaya çalışmaktan vazgeçin.
All for trying to save people's lives.
Hepsi insanların hayatını kurtarmaya çalıştığın için.
People got to stop trying to save people who don't want to be saved..
İnsanlar, kurtarılmak istemeyen insanları kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmeli.
Stop trying to save me. If you're positive for protein PHF.
Eğer sende de PHF proteini pozitifse… Beni kurtarmaya çalışmaktan vazgeçin.
But I do think it is terribly sweet that you're trying to save their lives.
Ama bence onların hayatın kurtarmaya çalışman çok tatlı bir davranış.
Stop trying to save yourself, Liss.
Kendini kurtarmaya çalışmayı bırak, Liss.
The Scopuli is the ship that that Holden guy got scooped up trying to save?
Holden denilen herifin kurtarmaya çalıştığı gemi Scoupuli miydi?
Come on, they would never court-martial me for trying to save civilian lives.
Hadi ama, sivil insanları kurtarmaya çalıştığım için beni askeri mahkemeye çıkaramazlar.
And I now stand condemned, for trying to save but a handful from such cruelty?
Birkaç kişiyi zulmünüzden kurtarmaya çalıştığım için suçlu mu oldum?
Nathan would never have stopped trying to save me.
Nathan beni kurtarmaya çalışmayı asla bırakmazdı.
Results: 592, Time: 0.0503

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish