Examples of using It is not fair in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
It isn't fair: God's wrath fora woman stealing bread to feed her children.
Tanrının gazabının çocuklarını doyurmak için ekmek çalan kadına olması adil değil.But it is not fair to uproot this animal.
Ama köpeği yaşadığı yerden ayırmak adil değil.It isn't fair!- Oh, Wilbur!
But what he is doing to you, I mean, I have to tell you, Werner, it is not fair.
It is not fair. But what he is doing to you, I mean, I have to tell you, Werner.
Bu adil değil. ama sana yaptığı şeyi sana söylemek zorundayım, Werner.Wendy, it isn't fair! I ate my underwear for you! No!
Wendy, bu hiç adil değil, senin için donumu yedim, hayır!It is not fair that everybody knows that his son will be murdered and it is the last to know.
Lunu öldüreceklerini herkesin bilmesi, bir tek onun haberinin olmamasy haksyzlyk.go to a different film… but what he is doing to you, I mean, I have to tell you, Werner… it is not fair.
sana yaptığı şeyi sana söylemek zorundayım, Werner… bu adil değil.It isn't fair.
Bu adil değil.It ain't fair.
Bu adil değil.It isn't fair, Martin Pawley!
It isn't fair, the privileges we are given.
Bu adil değil. Bize verilen ayrıcalıklar.It's not fair… the weight of the Kingdom on the shoulders of a boy.
Bu hiç adil değil. Krallığın yükü küçük bir çocuğun omuzlarında.It isn't fair, Oliver.
Bu haksızlık, Oliver.It isn't fair, Mommy.
Bu adil değil, Anne.It isn't fair. I never had anybody but you.
Bu haksızlık. Senden başkasına sahip olamadım.But time was stolen from us and it's not fair.
Ve bu hiç adil değil. Fakat zaman seni bizden çaldı.But it ain't fair to you, rocky.
Ama bu adil değil, Rocky.But time was stolen from us and it's not fair.
Ve bu hiç adil değil. Ama zaman bizden çalındı.
