LYING in Turkish translation

['laiiŋ]
['laiiŋ]
yalan
lie
false
liar
falsehood
bullshit
fake
yatan
lying
slept
laying
there's
underlying
the one
yatarken
lying
when
sleeping
laying
to bed
at bedtime
on the floor
uzanmış
reach
lie
to lay down
yalancı
lie
false
liar
falsehood
bullshit
fake
yalanı
lie
false
liar
falsehood
bullshit
fake
yalanlar
lie
false
liar
falsehood
bullshit
fake
uzanmak
reach
lie
to lay down

Examples of using Lying in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Lying in the grave.
Mezarda uzanmak.
It's like lying naked on a bearskin rug next to a fire.
Bu şöminenin yanında ayı postunun üzerinde çıplak uzanmak gibi bir şey.
No, I don't tolerate lying, Frank.
Hayır, yalana müsamaha gösteremem, Frank.
Lying and cheating weren't enough?
Yalancılık, sahtekarlık yetmedi mi?
Lying, sneakery, killers on the loose.
Yalancılık, sinsilik, firardaki katiller.
It's not lying.
Bu yalancılık değil.
I can't keep lying and sneaking around.
Yalana devam edemem ve sinsice etrafta dolaşamam.
I don't tolerate lying from any one! Especially not in writing.
Yalanları asla hoş görmem özellikle de yazılı olanları.
That the furtiveness and lying outweigh the happiness we might have together.
Gizli saklılık ve yalanın, birlikte yaşayacağımız mutluluğa ağır bastığını.
I'm just fed up of lying all the time.
Ben sadece yalanlara tokum artık.
We got to drop all this lying right now.
Bütün bu yalanları artık bırakmamız lazım.
Yeah, keep lying to me, I swear to God.
Ben…- Evet, yalana devam et, yemin ederim.
You know how many air hours I have spent railing against lying?
Yalanlara karşı kaç saat yayın yaptım biliyor musun?
The lying, the buttering.
Yalancılık, yağcılık.
Lying must run in the family.
Yalancılık aileden geliyor olmalı.
And stupid now, to keep lying about it.
Ve bu yalana devam etmek, artık aptalca.
Lying is second nature to us.
Yalancılık bizim ikinci kimliğimiz.
Lying is wrong.
Yalancılık yanlıştır.
Evil, lying prats, the whole lot of them.
Kötü ve yalancılık onların her yerinde.
Why can't we stop all this lying and sneaking around?
Neden bu yalanlara ve sinsiliğe artık bir son vermiyoruz?
Results: 6112, Time: 0.0834

Top dictionary queries

English - Turkish