LYING IN BED in Turkish translation

['laiiŋ in bed]
['laiiŋ in bed]
yatağında uzanmış
yatakta uzanmış
bir yatakta yatmaktan

Examples of using Lying in bed in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I'm sick of lying in bed.
Yatakta yatmaktan bıktım.
Then explain to me how the kid broke his arm lying in bed.
O zaman yatakta yatan bir çocuğun kollarını nasıl kırdığını bana açıklayın.
I can't see myself lying in bed until eleven o'clock.
Saat on bire kadar kendimi yatakta yatarken göremiyorum.
You have got a little fever. Probably atelectasis from lying in bed.
Biraz ateşiniz var muhtemelen yatmaktan kaynaklanan.
Mom, this isn't you, lying in bed like this.
Anne, bu sen değilsin. Böyle yatakta yatıyorsun.
There was a man lying in bed with another.
Bir adam, bir başkasının yanında yatıyordu.
Then there you were, lying in bed.
Ama sen değildin. Yatakta yatıyordun.
Just lying in bed… like nothing ever happened.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi yatağında yatıyor olacağını.
Oh! So if you were lying in bed, this would be your view.
Manzaran bu olacak Oh! Yatakta uzanırsan.
Somewhere out there is an eight-year-old girl lying in bed' dreaming of being a criminal.
Dışarıda bir yerde sekizin yaşında bir kız… yatağında uzanmış suçlu olmanın hayalini kuruyor.
Lying in bed, dreaming of being a criminal. Somewhere out there is an eight-year-old girl.
Dışarıda bir yerde sekizin yaşında bir kız… yatağında uzanmış suçlu olmanın hayalini kuruyor.
Do you think she's home right now, lying in bed, talking to a stranger?
Sizce şu anda evde, yatakta uzanmış, bir yabancıyla konuşuyor olabilir mi?
There I was, lying in bed reading my… Bible, not realizing I was living in a deathtrap.
Orada yatakta uzanmış ölüm tehlikesinde olduğumun farkında olmadan İncilimi okuyordum.
Lying in bed I wondered"even one year from now… Julia would still be around.
Yatağımda uzanmış,'' Acaba yalnızca bir yıl sonra bile Julia buralarda olacak mı?'' diye düşünüyordum.
Great,'cause I'm always lying in bed at night thinking I wish I could crack open a can of pumpkin.
Harika, çünkü her gece yatağıma uzandığımda keşke şurada olsa da bir kutu balkabağı açsam kendime diyordum.
I put on the shirt, I went to the thing… and now you're hammering me about lying in bed and watching a little TV?
Giydim gömleğimi, seninle geldim sense kalkmış bana yatağa uzanmak, TV izlemekle ilgili nutuk atıyorsun?
Take 3 people lying in bed, and a 4th drops an ashtray out a window.
Yatakta yatan üç insanı ele alalım ve dördüncüsü camdan kül tabağını düşürdüğünü varsayalım.
One year later, after my operation at the cardiac institute, lying in bed I thought about our quiet little street,
Bir yıl sonra kardiyoloji kliniğindeki ameliyatımdan sonra yatakta yatarken küçük sessiz sokağımızı düşündüm
Do you think she's home right now, lying in bed, talking to a stranger?
Sizce su anda evde, yatakta uzanmis, bir yabanciyla konusuyor olabilir mi?
Lying in bed at night and I heard this mumbling
Ve ne olduğunu anlayamadım, biliyorsun. gece yatakta yatarken ve bu mırıldadığını duydum
Results: 56, Time: 0.0765

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish