MINDLESS in Turkish translation

['maindlis]
['maindlis]
beyinsiz
brainless
idiot
mindless
stupid
moron
dumb
dim-witted
brain
fools
foolishness
aptal
stupid
idiot
dumb
fool
silly
foolish
dummy
moron
jerk
dumbass
sersem
idiot
silly
fool
stupid
dumb
dummy
jerk
nitwit
oaf
dope
akılsız
mental
mind
psychiatric
wisdom
sense
head
intellect
psych
think
intelligence
anlamsız
sense
meaningful
the meaning
meaning
point
meaningless
make
significance
düşüncesiz
thought
the thought
idea
notion
contemplation
mindset
sentiment
kafasız
head
high
mind
skull
brain
scalp
cranial
düşüncesizce
thought
the thought
idea
notion
contemplation
mindset
sentiment
akılsızca
mental
mind
psychiatric
wisdom
sense
head
intellect
psych
think
intelligence
aptalca
stupid
idiot
dumb
fool
silly
foolish
dummy
moron
jerk
dumbass
anlamsızca
sense
meaningful
the meaning
meaning
point
meaningless
make
significance
sersemce
idiot
silly
fool
stupid
dumb
dummy
jerk
nitwit
oaf
dope

Examples of using Mindless in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And what I mean by that is that we can move from mindless consumption to mindful consumption.
Yani düşüncesizce yapılan tüketimden, dikkatli tüketime geçiş yapabiliriz.
This mindless turtle.
Bu sersem tosbagayi.
We need strategy, not mindless chaos.
Bizim stratejiye ihtiyacımız var, düşüncesiz kargaşa yaratmaya değil.
We are not mindless savages. No, wait.
Hayır, durun. Biz kafasız vahşiler değiliz.
A tiny, mindless insect like the emperor moth can communicate with another.
Imparator bir güve gibi küçük, aptal bir böcek….
I'm no longer looking for mindless hookups.
Akılsızca ilişkilerde gözüm yok artık.
Is way too early for mindless destruction.
Düşüncesizce yıkım yapmak için çok erken.
Destroyed in a mindless terrorist attack on a New York museum.
New York Müzesindeki anlamsız terör saldırısında yok edildi.
Even morality, could evolve from the mindless brutality of nature.
Birbirine karşı iyi olmak hatta ahlaklılık doğanın düşüncesiz gaddarlığından evrilebilir.
With a lot of mindless meat lovers in between.
Arada da bir sürü sersem et yiyici var.
Mindless, violent killing machines. By the way, all soldiers aren't.
Acımasız ölüm makineleri değildir. Bu arada, bütün askerler beyinsiz.
Those mindless waifs will be dressed to steal. Bellissimo, Countess.
Harika Kontes. O kafasız cılızlar hırsız olacak.
Mindless, simple.
Aptalca, basit.
This wasn't mindless violence.
Bu akılsızca bir şiddet değildi.
Mindless anarchy!
Düşüncesizce anarşi!
On a New York museum. Destroyed in a mindless terrorist attack.
New York Müzesindeki anlamsız terör saldırısında yok edildi.
a chinless, mindless.
çenesiz, düşüncesiz.
Is mindless Tom and Jerry cartoon-like violence. The only thing that Americans understand.
Amerikalıların anladığı tek şey Tom ve Jerry… çizgi filmindeki gibi beyinsiz bir şiddet.
I wasn't just some mindless consumer like so many of my so-called friends.
Bazı sözde arkadaşlarım gibi kafasız bir tüketici değildim.
You're trying to bury your feelings with mindless sex and… and?
Anlamsızca seks yaparak hislerini gömmeye çalışıyorsun ve?
Results: 299, Time: 0.0707

Top dictionary queries

English - Turkish