Examples of using Must be found in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Lightning McQueen must be found at all costs!
Şimşek McQueen mutlaka bulunmalı.But first he must be found.
specific solutions must be found to each one.
her birine özel çözümler bulunması gerekiyor.These people must be found, if they exist or, my friend,
Bu adamları bulmalıyız, gerçekten varlarsa aksi takdirde,These people must be found, to bury your dead!…
Bu adamları bulmalıyız, gerçekten varlarsa… aksi takdirde,a street thronging to celebrate- a culprit must be found.
kutlamak için toplanan kalabalık. Bir katil bulmalıyız.But, if he is to be found guilty, there are others who also went along, who also must be found guilty.
Ama eğer kendisi suçlu bulunursa, başka eşlik edenler ve suçlu bulunması gerekenler de olacaktır.soluble phosphate to form insoluble calcium phosphate(apatite), so some plausible mechanism must be found to keep calcium ions from causing precipitation of phosphate.
çözünmez kalsiyum fosfat( apatit) oluşturmasıdır, dolayısıyla serbest kalsiyum iyonlarını çözeltiden uzak tutacak makul bir mekanizmanın bulunması gerekmektedir.On his second day in Belgrade, Ahtisaari met with Tadic, who told him that"a special solution for Kosovo's future status must be found, which will equally satisfy the interest of all local ethnic communities within Serbia-Montenegro's sovereignty and territorial integrity.
Ahtisaarinin Belgraddaki ikinci gününde görüştüğü Tadiç, elçiye'' Kosovanın gelecekteki statüsüyle ilgili olarak, Sırbistan-Karadağın egemenliği ve toprak bütünlüğü dahilindeki bütün yerel etkin toplumların çıkarlarını eşit derecede tatmin edecek özel bir çözüm bulunması gerektiğini'' söyledi.He must be found.
Bulunmak zorunda.They must be found.
Mutlaka bulunmalılar.It must be found.
Bulun işte.He must be found.
O bulunmalı.It must be found!
Bulunması gerek.And he must be found.
Ve bulunmak zorunda.Nonetheless, she must be found.
Her ne olursa olsun bulunması gerekiyor.The girl must be found.
Nonetheless, she must be found.
Ama yine de bulunması gerekiyor.Men, Richard must be found.
She must be found, recovered.
