NOT TO KILL in Turkish translation

[nɒt tə kil]
[nɒt tə kil]
öldürmemeye
to kill
murder
öldürülmeyeceğine
to die
death
dead
killed
öldürmemi istemiyorsun herhalde hiç de değil
öldürmemek
to kill
murder
öldürmeme
to kill
murder
öldürmemesini
to kill
murder

Examples of using Not to kill in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Zavala, try not to kill anybody before the end of the watch.
Zavalla devriye sırasında birini öldürmemeye çalış.
Not to kill for pleasure.
Zevk için öldürmemek.
try not to kill the girl.
kızı öldürmemeye çalışın.
My men have orders not to kill you.
Adamlarım sizi öldürmeme emri aldı.
Not to kill for hatred.
Öfkeye kapılıp öldürmemek.
Well, my buddy and I decided not to kill him.
Neyse diğer arkadaşımla onu öldürmemeye karar verdik.
The girl is sleeping with me, as I don't trust you not to kill her.
Kız benimle uyuyacak. Onu öldürmeme konusunda sana güvenemiyorum.
They will be under orders not to kill any of you.
Emirleri sizleri öldürmemek olur.
He spat in my face, while deciding not to kill me.
Yüzüme tükürdü, ve o an beni öldürmemeye karar verdi.
A license to kill… is also a license not to kill.
Öldürme yetkisi aynı zamanda öldürmeme yetkisidir.
Everyone's plan is not to kill them.
Herkesin planı onları öldürmemek.
Good luck. Try not to kill people.
İyi şanslar. İnsan öldürmemeye çalış.
It might be fun for a change… not to kill anyone!
Değişiklik olsun diye kimseyi öldürmemek eğlenceli olabilir!
Try not to kill each other.- OK.
Tamam.- Birbirinizi öldürmemeye çalışın.
I might decide not to kill you.
belki seni öldürmemeye karar veririm.
I try my best not to kill things anymore. Okay.
Peki. Daha fazla şey öldürmemeye çalışıyorum.
Stupid was convincing The Crows not to kill you.
O aptal, Crowsu seni öldürmemeye ikna etti.
He made it difficult not to kill him.
Onu öldürmemi çok kolaylaştırdı.
And when you decided not to kill Ray, I was relieved, Josh.
Ve Rayi öldürmemeyi seçtiginde… rahatlamistim, Josh.
Didn't yours teach you not to kill?
Seninki öldürmemeyi öğretmedi mi?
Results: 334, Time: 0.0572

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish