REALLY QUICK in Turkish translation

['riəli kwik]
['riəli kwik]
çok çabuk
very quickly
so quickly
too quickly
so fast
too fast
too soon
very fast
pretty quick
so quick
pretty quickly
çok hızlı
too fast
so fast
very fast
really fast
very quickly
pretty fast
too quickly
so quickly
's fast
too quick
gerçekten hızlı
really fast
real quick
real fast
really quickly
really quick
çok kısa
is too short
very short
very brief
is so short
is short
very briefly
really short
very little
very shortly
too brief
çabucak aslında
really quick

Examples of using Really quick in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
A bag on her head. Something really quick.
Çok çabuk bir şey… kafasına bir çanta.
Some things are the same, though. Really quick!
Birkaç şey aynı, yine de. gerçekten hızlı!
From a really quick coma?
Komadan uyandım mı?- Çok hızlı bir?
Don't worry, Dave, it will be really quick.
Merak etme Dave, Gerçekten hızlı olacak.
I think that music got that way really quick.
özgürdü böylece müziğimiz çok hızlı şekilde yayıldı.
You gotta switch it out really quick.
Çok çabuk değiştirmemiz gerek.
the water comes up really quick.
yağmur yağarsa su çok hızlı akar.
They used a gun. It was really Quick.
Tabancayla yaptılar,… çok çabuk oldu.
you will find somebody really quick.
Değil mi? Evlenecek birini çok çabuk bulursun.
Trust me, the novelty wears off really quick.
Güven bana. Cazibesini çok çabuk yitiriyor.
Really quick.
Gerçekten hızlıca.
Really quick.
Gerçekten çabukça.
And I know that we got close really quick.
Ve yakınlaşmamızın çok çabuk olduğunu biliyorum.
You're really quick.
Gerçekten çabuk olmaya çalışacam.
I got a very busy morning. Sorry, I got to make this really quick.
Bu sabah, gerçekten çok yoğunum. Acelem var.
Just tell Gissen that I need those prints really quick.
Sadece… Gissena söyle o belgelere çok acil ihtiyacım var.
Oh, really quick.
Oh, cidden hızlı.
Stacey, would you mind if I made a really quick call and I just meet you downstairs in a couple of minutes.
Stacey, gerçekten hızlı bir şekilde arama yapsam sorun olmaz mı Ve ben sadece birkaç dakika içinde alt katta görüşürüz.
the water comes up really quick. Yeah.
yağmur yağarsa su çok hızlı akar.
It's like you were saying, a really quick and easy way to find out who you are.
Senin söylediğin gibi, kim olduğunu öğrenmek için gerçekten hızlı ve kolay bir yol.
Results: 57, Time: 0.0745

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish