SHE CANNOT in Turkish translation

• edemez
• yapamaz
• olamayacağını
• alamıyor
• edemiyor
• söyleyemiyor
• edemediği
• çıkamaz

Examples of using She cannot in English and their translations into Turkish

She cannot be sacrificed without the ring.
Yüzük olmadan Kurban edilemez.

Lilly, she cannot come back here ever.
Lilly, bir daha o kız buraya asla gelmeyecek.

She has too much power that she cannot control.
Kontrol edemeyeceği kadar fazla güce sahip.

She cannot marry without my consent.
Benim onayım olmadan evlenemez.

Chasing after what she cannot have.
Elde edemeyeceği şeyin peşinde.

There will be times when she cannot control even a single impulse.
Tek bir dürtüsünü bile kontrol edemeyeceği zamanlar olacak.

She cannot possibly be treated in the king's chamber!
Tedavisi kesinlikle Kral odasında yapılamaz.

Now I know she's no mother Teresa, but she cannot have any more babies.
Rahibe Teresa olmadığının farkındayım ama bir daha çocuk sahibi olamayacak.

No, she cannot fall asleep on live TV.
Hayır, canlı yayında uyuya kalamaz.

She cannot be coached into it.
Bunu, onu eğiterek yapamazsınız.

No, she cannot.
Hayır, bunu yapamazlar.

And now this year, she cannot.
Şimdi bu yıl gönderemeyecek.

And Samantha Lee, she cannot get it.
Ve Samantha Lee topu karşılayamıyor.

No, she cannot report for work today.
Hayır, bugün rapor veremez.

She cannot betray him.
Ona ihanet edemezdi.

And knowing you suffer, she cannot rest.
Ve senin ızdırap çektiğini bilirse huzur bulamaz.

She is furious that she cannot dance bridal roll with her Per today.
Sinirinden köpürüyor. Perle düğün dansı yapamadığı için.

Says she cannot.
Bay Dove. Yakamayacağını söylüyor.

She would answer your charge, but she cannot speak. Traitor!
Hain! Size hareketle cevap verebilir, ama konuşamaz!

But she cannot lie about her name.
Ama adı hakkında yalan söyleyemez.