SOMEONE TO GO in Turkish translation

• gidecek birine
• gidecek birini
• çıkacak birin

Examples of using Someone to go in English and their translations into Turkish

Mother wants someone to go to my soccer game with.
Anne onunlar benim futbol maçına gelecek birini istiyor.

She might just like him, and want someone to go to pictures with.
Sadece hoşlanıyordur ve sinemaya gitmek için birini arıyordur.

You, find someone to go to the rooftop.
Sen de çatıya çıkacak birini bul.

You should have someone to go with, even if it's just a friend.
Sadece arkadaşın olsa bile, oraya biriyle gitmen gerek.

there's always someone to go back for.
her zaman uğruna geri döneceğin birileri var.

But I wanna go to this dance and I want someone to go with me.
Tek bildiğim, bu baloya gitmek istediğim. Oraya biriyle gitmek istiyorum.

To the fair free or to have breakfast. There was always someone to go with me to shows.
Her zaman konsere gidecek biri vardı… ya da yemeğe… ya da pazara.

the verge of collapse, so he needs someone to go in his place.
krizin eşiğinde bu yüzden yerine gidecek birisi lazım.

If it was your man out there, you would want someone to go, wouldn't you?
Dışarıdaki senin kocan olsaydı, birinin gitmesini isterdin, değil mi?

Or farmer's market, I always had someone to go to concerts with, or brunch.
Ya da bruncha gidebilecek birisi vardı. Her zaman konserlere, markete.

To the fair free or to have breakfast. There was always someone to go with me to shows.
Ya da bruncha gidebilecek birisi vardı. Her zaman konserlere, markete.

Or brunch. I always had someone to go to concerts with, Or farmer's market.
Ya da bruncha gidebilecek birisi vardı. Her zaman konserlere, markete.

Or farmer's market, or brunch. I always had someone to go to concerts with.
Ya da bruncha gidebilecek birisi vardı. Her zaman konserlere, markete.

I always had someone to go to concerts with, Or farmer's market, Or brunch.
Her zaman konserlere, markete, ya da bruncha gidebilecek birisi vardı.

Coop's stuck on a ferris wheel and I was looking for someone to go on the Tilt-a-Whirl with me.
Coop, dönme dolapta kaldı ben de Balerine benimle binecek birini arıyorum.

Deborah's not someone to go down without a fight.
Deborah mücadele etmeden pes edecek birisi değil.

I was looking for someone to go.
Balerine benimle binecek birini arıyorum.

I will finally have someone to go on double dates with.
sonunda Sheldon ile benim çifte buluşma yapacağımız biri olur.

he just wants someone to go to the prom with, you know, someone who can totally party.
sadece baloya birlikte gideceği birisini istiyor. Parti kafasında birini..

Also like someone to go.
Birilerinin hoşuna gitmese de.