VIEWPOINT in Turkish translation

['vjuːpoint]
['vjuːpoint]
görüşünü
vision
see
meet
opinion
view
of sight
visual
visibility
talk
contact
görüş açısından
viewpoint

Examples of using Viewpoint in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Our viewpoint news with claudia rojas.
Bakiş açimiz cluadia rojas i̇le haberler.
That would be the"glass is half empty" viewpoint.
Bardağın yarısı boş'' tarzı bir bakış açısı olur.
And that's the optimist's viewpoint.
Üstelik bu iyimser bir bakış açısı.
Viewpoint characters==Each chapter concentrates on the third person limited point of view of a single character;
Bakış açısı karakterleri ==Kitaptaki her bölüm, tek bir karakterin üçüncü şahıs bakış açısıyla anlatılmaktadır;
I wouldn't back his viewpoint for all the rice in China.
ortaya koysalar onun görüşünü desteklemem.
I'm pretty liberal-minded on the subject of betting, but I wouldn't back his viewpoint for all the rice in China.
Çinin bütün pirinci için bile onun görüşünü desteklemem. Ben liberalim ama.
come… tell me frankly, from the Navy's viewpoint… what are our chances against the Americans? Perhaps.
savaş vakti gelirse… bana açıkça söyle, Donanmanın görüş açısından… Belki.
ISBN 0-8371-9479-2==External links==*Soviet viewpoint map of Russian-Japanese Changkufeng/Lake Khasan Incident* Topographic map of the Lake Khasan area.
Kaynaklar==== Dış bağlantılar==* Soviet viewpoint map of Russian-Japanese Changkufeng/Lake Khasan Incident* Topographic map of the Lake Khasan area.
But I wouldn't back his viewpoint for all the rice in China. I'm liberal.
Çinin bütün pirinci için bile onun görüşünü desteklemem. Ben liberalim ama.
Without the ability to defend one's own viewpoint against other more aggressive ideologies then reasonableness and moderation could quite simply disappear.
Kendi bakış açısını, saldırgan ideolojilere karşı… savunma kabiliyetinden yoksun olunursa… sağduyu ve ılımlılık kolayca yok olabilir.
This viewpoint was most famously articulated
Terimi bu bakış açısından ve olumsuz manada kitaplarında -özellikle
Then he uses geometry to figure out where the lens in a camera obscura would have to go to match each painting's viewpoint.
Sonra karanlık odadaki lensin nereye gittiğini belirlemek ve her resmin bakış açısını eşleştirmek için geometriden faydalandı.
Against other perhaps more aggressive ideologies, then reasonableness and moderation could quite simply disappear. Without the ability to defend one's own viewpoint.
Savunma kabiliyetinden yoksun olunursa… sağduyu ve ılımlılık kolayca yok olabilir. Kendi bakış açısını, saldırgan ideolojilere karşı.
Where the lens in a camera obscura would have to go Then he uses geometry to figure out to match each painting's viewpoint.
Sonra karanlık odadaki lensin nereye gittiğini belirlemek ve her resmin bakış açısını eşleştirmek için geometriden faydalandı.
Henry Gordon for example stated that Eysenck's viewpoint was"incredibly naive" because many of the parapsychology experiments he cited as evidence contained serious problems and were never replicated.
Örneğin illüzyonist ve kuşkucu Henry Gordon Eysenckin bu görüşlerini'' inanılmaz safça'' bulduğunu ve bahsettiği parapsikoloji deneylerinin hiçbir zaman tekrarlanabilir sonuçlar vermediğini ifade etmektedir.
He could never fit in with our distorted viewpoint, because he's honest and sincere and good.
Bizim çarpık bakış açımıza asla sığmazdı çünkü o çok dürüst, samimi ve iyi.
Pardon my pedestrian viewpoint for a moment, Ms. Meisner.
Naçizane görüşüm için özür dilerim Bayan Meisner
But to get a butterfly's viewpoint by flying a camera amongst the swarms… is going to be altogether more difficult.
Fakat kalabalığın arasında kamerayı uçurarak bir kelebeğin görüş açısını yakalamak çok daha zor olacak.
from the Navy's viewpoint… what are our chances against the Americans?
donanmanın bakış açısına göre… Amerikalılara karşı şansımız ne kadar? Belki?
So I have been learning to see the world through the eyes of geologists, and the essence of that viewpoint is an understanding of time.
Bu nedenle, Dünyaya jeologların gözleriyle bakmayı öğreniyorum ve bu bakış açısının temelinde zamanı anlamak yatıyor.
Results: 68, Time: 0.0463

Top dictionary queries

English - Turkish