Examples of using Wasn't able in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
What I wasn't able to do.
Benim gücümün yetmediği şeyi.I wasn't able to protect you.
Seni korumaya gücüm yetmedi.Tomun Maryye yardım edemediği doğru mu?But she wasn't able to fool your girlfriend,?
Ama sevgilini kandırmayı başaramadı, değil mi?That's one of the reasons I wasn't able to work out its true nature sooner.
İşin aslını daha önce farkedememin nedenlerinden birisi de bu aslında.But she wasn't able to fool your girlfriend,?
Ama sevgilini kandirmayi basaramadi, degil mi?And I wasn't able to go because of the loan sharks.
Ben de bu tefeciler yüzünden gidemiyorum ya dükkana.Okay. I wasn't able to cook tonight so I ordered Chinese.
Bu akşam yemek yapamadım, o yüzden çin yemeği sipariş ettim. Tamam.I'm sorry that I wasn't able to tell you about this before.
What Oscar wasn't able to do with me.
Oscarın bana yapamadığını yapmak istedim.I'm sorry. I wasn't able to help much back then.
O zaman yardım edemedim. Özür dilerim.I could tell that he wanted to say something but he wasn't able to.
Bir şeyler söylemek istediği belli oluyordu fakat konuşamadı.I wasn't able to talk to Tom.
Tomla konuşma imkânı bulamadım.Tom wasn't able to buy what he wanted.
Tom istediği şeyi satın alamadı.Tom wasn't able to do everything he promised he would do.
Tom yapacağına söz verdiği her şeyi yapamadı.Tom wasn't able to go to college.
Tom üniversiteye gitmeyi başaramadı.She wasn't able to contact him by phone.
O, telefonla onunla bağlantı kuramadı.I wasn't able to thank you last night.
Dün gece sana teşekkür edemedim.He wasn't able to establish a link.
Onunla bir bağlantı kurmayı başaramamış.heard my voice, but wasn't able to control it.
sesimi duydum ama kendimi kontrol edemedim.
