WORKING ALONE in Turkish translation

['w3ːkiŋ ə'ləʊn]
['w3ːkiŋ ə'ləʊn]
tek başına çalışmaya
yalnız çalışmak
to work alone
tek başına çalışıyor
yalnız mı çalışıyorsun

Examples of using Working alone in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
That was before I was sure that Bodi and the Three Dwarves was working alone.
Bu, Bodi ve Üç Cücenin yalnız çalıştığından emin olmamdan önceydi.
Working alone, maybe I can do some things the police can't.
Yalnız çalışırım, belki polisin yapamayacağını da yaparım.
Take my advice… resign yourself to carrying on working alone.
Nasihatıma uyun… yalnız çalışarak devam etmeye verin kendinizi.
Simpson's working alone.
Simpson tek çalışıyor.
One person, apparently working alone.
Görünüşte yalnız çalışan birisi olacak.
Is that why you insist on working alone?
Tek çalışma konusunda neden ısrarcısın?
Are'nt you tired of working alone?
Tek başına çalışmaktan yorulmadın mı?
Working alone, one man can lay 1,750 bricks, at the most.
Tek başına çalışınca bir kişi en fazla 1.750 tuğla örebilir.
Who spent years working alone and will spend years adjusting to working with others.
Yıllar boyunca yapayalnız çalıştın ve başkalarıyla… çalışmaya alışman da yıllarını alacak.
Guys working alone, working in teams.
Yalnız çalışanlar, ekip halinde çalışanlar..
Guys working alone, working in teams.
Yalnız çalışanlar, takım halinde çalışanlar..
A man, working alone, wearing a green parka.
Bir erkek, yalnız çalışıyor, yeşil bir parka giyiyor.
There is no way that dog is working alone.
Bu köpeğin yalnız çalışıyor olmasına imkan yok.
Even if we get her, I mean, what are the chances she's working alone?
Kadını yakalasak bile yalnız çalışıyor olma olasılığı ne ki?
Working alone behind the sets or after wrap, I catch this weird vibe sometimes.
Set arkasında yalnız çalışırken bazen garip şeyler hissediyorum.
I like working alone.
Yalniz çalismayi seviyorum.
So there's no reason it couldn't have been one person working alone.
Yani bunu yapanın tek başına çalışmış olması mümkün.
Six feet, ski mask, working alone?
Boylarında, kar maskeli, yalnız çalışan?
About the world, You are working alone.
Dış dünyaya saygı icabı, yalnız çalışıyor olacaksınız.
Based on the amount of drugs involved We're pretty sure that Seaman Zell was working alone.
Uyuşturucu miktarına göre, Er Zell yalnız çalışıyor olmalı.
Results: 67, Time: 0.0525

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish