YEARS IN A ROW in Turkish translation

[j3ːz in ə rəʊ]
[j3ːz in ə rəʊ]
yıl üstüste
sene üst üste
yıldır arka arkaya
sene art arda
yıl ardı ardına

Examples of using Years in a row in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Two years in a row. Middleweight champ, Eastern Long Island.
Orta siklet şampiyonu Doğu Long Island iki yıl üst üste.
World Junior Team two years in a row.-Yeah, a little.
İki yıl üstüste Dünya Gençler takımında.- Biraz.
A little. World Junior Team two years in a row.
İki yıl üstüste Dünya Gençler takımı. -Biraz.
A little. World Junior Team two years in a row.
İki yıl üstüste Dünya Gençler takımında.- Biraz.
Oh, my God, two years in a row, Summer Roberts.
Aman Tanrım, 2 yıl üstüste, Summer Roberts.
Class president 4 years in a row.
Yıl üstüste sınıf başkanı oldu.
We have ruined picture day three years in a row.
Yıl ardarda fotoğraf günlerini mahvettik.
I made all-state three years in a row!
Ben üç yıl boyunca kürek çektim!
We have won the Band Dog Sled Race three years in a row.
Kabilenin kızak yarışında üç yıI üst üste biz kazandık.
Seven years in a row.
Yedi yıl arka arkaya.
Five years in a row.
Bes yil üst üste All-Pro.
Our board rejected Bernie Madoff five years in a row.
Yönetim kurulu Bernie Madoffu beş sene arka arkaya reddetti.
This guy is a hall of famer and won 20 games six years in a row.
Bu adam onur tablosunda ve altı yılda üst üste 20 maç kazandı.
Every year after his first junior year. And he's won three years in a row.
Ve o birinci sınıftan sonraki… 3 sene ard arda seçildi.
World Junior Team two years in a row.
Gençlerde iki yıl üstte.
I was AllState track three years in a row.
Art arda uc yil eyalet birinciligi.
You know, I won my yacht club talent show three years in a row, in the 10 to 13 division.
Biliyor musun, ben de üç yıl üst üste on ile on üç bölmeleri arasındaki yat kulübümün yetenek yarışmasını kazanmıştım.
To take that honor two years in a row. I think O'Bannion's gonna be the first senior in history.
Sanırım OBannion, bu onuru iki yıl üstüste yaşayan… tek son sınıf öğrencisi olarak tarihe geçecek.
And he won, two years in a row, a race called circuito del savio.
Ve iki yıl üst üste kazandı. Circuito del savio adında bir yarış.
How does a guy with one ball win a bicycle race three years in a row?
Nasıl olurda bir adam tek taşakla bisiklet yarışını 3 sene art arda kazanır?
Results: 125, Time: 0.0488

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish