YOU LEARNT in Turkish translation

[juː l3ːnt]
[juː l3ːnt]
öğrendin
to know
to learn
to find out
öğrendikten
to know
to learn
to find out
öğrenmişsin
to know
to learn
to find out
öğrendiğin
to know
to learn
to find out

Examples of using You learnt in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Time you learnt to drive.
Araba kullanmayı öğrenmenin zamanı geldi.
You learnt no manners on your travels.
Öğrenmemişsin. Tanrım, hiç görgü.
Your father would be disappointed that you learnt nothing from him.
Baban ondan hiçbir şey öğrenmediğini bilse hayal kırıklığına uğrardı.
Ever since you learnt my name.
Adımı öğrendiğinden beri bunu planlıyordun.
I mean, you learnt that as a young player, you never turn your back.
Demek istediğim bunu gençken öğrenmiştik, asla arkanı dönme.
Ever since you learnt my name.
Adımı öğrendiğinden beri bunu pIanIıyordun.
Its about time you learnt. Come here.
Öğrenmenin tam zamanı, buraya gel.
The headmaster of the school where you learnt all these tricks… She's mine.
Senin bildiğin bütün hileleri müdür benden öğrenmişti.
You learnt no manners on your travels!
Çok gezmişsin ama hiç terbiye öğrenmemişsin!
Question two: using what you learnt in question one.
Soru iki: birinci soruda öğrendiğinizi kullanarak.
You learnt Feng Shui there?
Feng Shuiyi orada mı öğrenmiştiniz?
You learnt no manners on your travels.
Hiç görgü öğrenmemişsin.
Is that what you learnt from last year, Mr Reed?
Geçen seneden bunları mı öğrendiniz Bay Reed?
Time you learnt to drive.
Araba kullanmayı öğrenme zamanı.
Course, you learnt from the master.
Elbette ustasından öğrendi.
What have you learnt meanwhile?
Ne öğrendin bu zaman arasında?
Ηaven't you learnt that?
Hala bunu öğrenemedin mi?
Is that what you learnt from last year, Mr Reed?
Geçen seneden öğrendiğin bu mu, Bay Reed?
Say you learnt a lot, say you got lots works to do.
Çok şey öğrendiğini söyle, çok yol aldığını söyle.
Gather around, y'all It's about time you learnt.
Hepiniz toplanın etrafımda, öğrendimiz zamanlarla ilgili.
Results: 68, Time: 0.0407

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish