ÇABA in English translation

effort
çaba
efor
gayret
emek
çalışması
çabala
uğraşı
work
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe
hard
zor
sert
sıkı
ağır
sabit
sağlam
somut
katı
endeavor
çaba
gayret
girişimin
çalışmak
endeavour
bir işim
uğraşlarımıza
strive
savaş
çaba
çabalıyoruz
çalış
cihad
gayret
mücahede et
yolunda cihad edin
endeavour
çaba
çalışma
gayret
trying
çalışın
denemek
çalışmak
çalışır
deneyin
in an attempt
efforts
çaba
efor
gayret
emek
çalışması
çabala
uğraşı
try
çalışın
denemek
çalışmak
çalışır
deneyin
working
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe
tried
çalışın
denemek
çalışmak
çalışır
deneyin

Examples of using Çaba in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yaklaşık 7 bin çift, öpüşerek Guinness Rekorlar Kitabına girebilmek için çaba sarfetti.
Around 7,000 couples strive to smooch their way into the Guinness Book of World Records.
Çaba göster ve bir yerde sat onları.
Try and sell it, you want to be a dumbsky.
Çaba bile göstermedin.
You never even tried.
Hulku kahraman yapmak için çok çaba sarf ediyordum.
I have been working so hard to make Hulk a hero.
Bir şeyleri düzeltip… normale döndürmek için çok çaba… sarf ediyorum Henry.
To fix things. I have been trying too hard, Henry.
Ben de çaba göstereceğim. Teşekkürler.
I will try as well. Thank you.
Senin için çok çaba sarf ettim.
I tried so hard for you.
Hayatına geri dönebilmek için çok çaba sarf ediyor.
She's working hard to get back to her life.
Çaba göstereceğim, söz.
I will try, I promise.
İnsanlar kendilerine yakıştığını düşündüğü gibi görünmek için çok çaba sarf ediyorlar.
People try so hard to look how they think they should look.
Yerinizde olsam, gerçekten çaba gösteririm.
I really would try, if I were you.
İkiniz de daha çok çaba sarf edebilirsiniz.
You both could try harder.
Ben de. Çaba göstereceğim.
I will, too. I will try.
Amerikada kadın gücünün ayakta durması için çaba gösterildiğini unutma.
Just remember that in the US, a woman of power still strives to hold on to her femininity.
Karen aniden ortadan kaybolmayacak kadar çok çaba sarf etti.
Karen's worked too hard to just disappear.
Onları zorlamak için ne kadar çaba sarf edersen et seni sevmeyecekler.
They will never love you no matter how hard you try to make them.
Ankarada bu çaba işe yaramaya başlıyor.
In Ankara, that push is beginning to work.
Bugün bunu anlamak için hâlâ çaba gösteriyoruz. Çünkü inanılmaz derecede sıra dışı.
We still struggle to understand how this happened, because it's incredibly unusual.
Ama çaba gösterirsen, o buna değer.
But if you make an effort, she's worth it.
Bütün para, çaba Friscianın yakalanmasına harcanırdı.
All the money, the effort would go to nailing Friscia.
Results: 652, Time: 0.0389

Top dictionary queries

Turkish - English