Examples of using Bildiğim bir sonraki şey in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve bildiğiniz bir sonraki şey, ışıkla aktifleşebilen bir nörona sahip olduğunuz.
Hayatında bir kadına yer ver bildiğin bir sonraki şey şu duvarlar tamamen pembe.
Sağ burunlarımızın altında ve sonra ne? Bildiğiniz bir sonraki şey, buradan gizlice çıkacak.
Vücudun ölmeye başlar ve bildiğin bir sonraki şey… yalnızca bir kül yığını olduğundur.
Bildiğin bir sonraki şey, kendini davadan çekecek… çünkü ona kötü bir kelime söyledim.
Bildiğin bir sonraki şey, kendini davadan çekecek… çünkü ona kötü bir kelime söyledim.
Bildiğimiz bir sonraki şey, büyük… bir patlama oldu ve hepimiz savrulduk.
Ve bildiğiniz bir sonraki şey, tüm serseriler gibi olduğu. Joanne onu kahvaltıya götürüp konuşturdu.
Bildiğiniz bir sonraki şey, bir kez kontrolü ele geçirdiğinde Soyulmamışların… sonra çok kolay ejderhaya söylemek.
Ve British Columbiadaki Prince Rupertte somon balığı konservesi yapıyorum. Bildiğiniz bir sonraki şey, bir yıl boyunca kaybettim.
Ve British Columbiadaki Prince Rupertte somon balığı konservesi yapıyorum. Bildiğiniz bir sonraki şey, bir yıl boyunca kaybettim.
Bildiğiniz bir sonraki şey, bir kez kontrolü ele geçirdiğinde Soyulmamışların… sonra çok kolay ejderhaya söylemek kim hala onu dinleyecek ve ona değil.
çatıya güneş paneli koyar gibi onları hücrenin her tarafına yerleştiriyor. Ve bildiğiniz bir sonraki şey, ışıkla aktifleşebilen bir nörona sahip olduğunuz.
Bildiğim bir sonraki şey, durması.
Bildiğim bir sonraki şey, D.
Bildiğim bir sonraki şey, adamı kapımda bulduğum.
Bildiğim bir sonraki şey, Morris beni bir İsveç yetimhanesinde bulmuş.
Bildiğiniz bir sonraki şey, bir kez kontrolü ele geçirdiğinde Soyulmamışların… sonra çok kolay ejderhaya söylemek kim hala onu dinleyecek ve ona değil, Yak onu.
Ve yemin ederim, bir sonraki bildiğim şey… sanki sahneden süzülüyor.
Doğru.- Bir sonraki bildiğim şey, kapıdan kişilik bozukluğu ilaçlarınla çıktığım.