BIR GARDIYANA in English translation

a guard
bir gardiyan
bir muhafız
bir bekçi
güvenlik
bir koruma
nöbetçi
bir güvenlik görevlisi
korumayı
bir görevliye
a guardian
koruyucu
bir koruyucu
vekil
muhafız
bir gardiyan
bir bekçi
bir dost
vasi
bir velisi
vasinizin

Examples of using Bir gardiyana in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Burada anlatıcının, bir gardiyana, hakime, gazeteciye, doktora ya da psikiyatriste yaptıklarını itiraf etmekte olduğu öne sürülmüştür.
It has been speculated that the narrator is confessing to a prison warden, a judge, a reporter, a doctor or(anachronistically) a psychiatrist.
bağlantılarını kullandı Anladım, bir gardiyana aşık oldun.
you fell in love with a guard.
başka bir gardiyana da parmakla tecavüz edip ona güldük.
closet with him and we finger-raped that other guard and then we laughed about it.
Bir grup mahkûmun, bir grup arkadaşın kendilerine duyulan güveni… saygısızca göz ardı ve istismar edip duvarda bir delik açarak bir gardiyana saldırıp kaçmalarıyla.
The trust placed in them, by making a hole in the wall, assaulting a guard and escaping? That it has nothing to do with a group of inmates, friends… deciding to disregard, disrespect, abuse.
kadınların onları koruyacak bir gardiyana ihtiyaç duyduğu, bütün hayatları boyunca yazılı ya
they are inferior and they need a guardian to protect them, so they need to take permission from this guardian,
Zaten bir gardiyanı, derisini yüzüp sana giydirerek kaçırmakla tehdit etti.
She's already offered to skin a guard alive and walk you out of here wearing him.
Londrada bir gardiyan varsa, neyi arayacağımı biliyorum.
If there's a Guardian in London, I will know what to look for.
Eğlence düzenleyeceğim. Bir gardiyanın eğlenceyi bölmesini istemem.
I'm throwing a party, and I can't have a guard interrupting the fun.
Bir gardiyanı vardır mutlaka, belki de bir sürü.
It will have a guardian, maybe several.
Ya da bir gardiyanı bayıltıp, üniformasını alırız. Filmlerdeki gibi.
Or we could knock out a guard and take his uniform, like in the movies.
Yabancı ülkede olan bir gardiyan için depolama protokolü.
Protocol for a guardian in a foreign theater is to establish a storage space.
Fakat bir gardiyanın sadece bir üniforması vardır.
But a guard has only one uniform.
Bir gardiyan arabaya gelip, Gecikeceğini söyledi.
A guardian came to the car and told me you were late.
Oberman isimli bir gardiyanla konuşmadık.
We never talked to a guard named Oberman.
Ben bir gardiyan değilim.
I'm not a guardian.
Evet. Bir gardiyanı öldürmeye çalıştılar.
Yeah. They tried to kill a guard.
Herkesin bir gardiyanı var, ama kim oIduğu biIinmez.
Each resident has a guardian, without knowing who it is.
Bir gardiyanı, evdeki 4 yaşındaki kızıyla kaçırdılar… ve de hamile eşiyle.
They kidnapped a guard with a four-year-old at home and a pregnant wife.
Bir gardiyan. Onun gördüğünü Lo Pan bilir.
A guardian. What it sees, Lo Pan knows.
Khadimayah Hapishanesindeki bir gardiyanı rüşvetle kandırdığın için Iraktan sınır dışı edilmiştin.
This is where you got kicked out of Iraq for bribing a guard at Khadimayah Prison.
Results: 62, Time: 0.0274

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English