Examples of using Bir nokta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve biz hala kökenli bir nokta var, ki biz hiçbir yerde anlamına gelir.
Buna bir nokta koyuyorum.
Bu istismara bir nokta koymamız gerekir.
Saldırganların haklı olduğu bir nokta var dünyanın çivisi çıkmış.
Şuraya bir nokta koyarsam, çarpma yaptığım belli olur.
Buna bir nokta koymam lâzım artık.
Ve buna bir nokta koyup devam etmen gerekiyor.
O bir nokta değil.
Son bir nokta.
Eğer herhangi bir nokta dokuzda sayar kalır.
Başka bir nokta daha var.
Buna bir nokta koymak zorundayım.
Bir nokta koymazdın eğer orda hiçbirşey yoksa, olamaz mı?
İkinizde koltukta bir nokta seçin.
Uzlaşamadığımız bir nokta var, anlıyor musun?
Dünya küçülüp bir nokta oluyor.
Bu spekülasyonlara bir nokta koymak için buraya geldim.
Burada bir nokta var Kerim onun alınmasını ayarladı.
Iki kişinin bir olduğu nokta.
Fark edilmeden kaçabileceğimiz bir nokta var. Kulübenin güney tarafında.