Examples of using Bir semptomu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ani hareket hastalığı Huntinton Hastalığının bir semptomu olabilir.
Antianjinal, koroner kalp hastalığının bir semptomu olan anjina pektorisin tedavisinde kullanılan ilaçlara verilen isimdir.
Bizler gerçek dünya… Bir semptomu ya da başka bir şeyi gözden kaçırmışızdır belki diye inceliyordum.
Sadece, aldatmanın daha büyük bir sorunun tipik bir semptomu…-… olduğunu belirtiyorum.
Bu anılar daha büyük bir hastalığın semptomunun bir semptomu sadece. Böbreklerim?
Ama Dr. Chopra retinal ayrılmanın bir semptomu olduğunu, söyledi
Onu öldürmeyen bir semptomu söylemek için uyandırmadın beni. Bir saniye.
O andan başlayarak çok korkunç bir semptomu her günün her saatini ve her dakikasını tüketecek şekilde yaşayacaktım.
Çin Seddi gibi bu da ne işler çeviriyorsan onun bir semptomu.
Halsizlik, gerçekten olmayan bir hastalığın olduğunu düşünmenin bir semptomu ve uyuşukluk da halsizlikle eşanlamlı.
Ben de bir semptomum, değil mi?
Ya kaybolmayan bir semptom aslında hiç olmamışsa?
Sadece bir semptom gördüm.
Bu bir semptom değil.
Herhangi bir semptom görmedik. Gerry, oğlan.
Ya kaybolmayan bir semptom… aslında hiç olmamışsa?
Her bir gizli semptomun ilaç ile baskı altında tutulduğu.
Görülen bir semptomdur bu. Wilson hastalığında.
O halde bir semptomumuz daha oldu, bir teşhisimiz azaldı.
Sıkıcı. İnanılmaz enderlikte görünen bir nörolojik semptom sıkıcı mıdır?