Examples of using Bir sersem in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir sersem hep olur. Bağışık olduğunu sanan.
Evet. Ne tür bir sersem yumuşak klozet oturağı alır?
Evet. Ne tür bir sersem yumuşak klozet oturağı alır?
Rathbone bir sersem.
O bir sersem. Olmamalı da.
Kavanaugh gibi bir sersem bile Antwon la aynı yatağa girmez.
Annem tam bir sersem.
Hukuk fakültesinde bana asılan bir sersem.
Hem de iki kez. Bir sersem kokusu alıyorum.
Doğru. Ben Leopoldo Pisanello, bir sersem.
Balyozlu bir sersem içeri girebilecek olsa… bu işi yapmaya devam edebilir miydim sanıyorsun?
Bir sersem gibi… bir sinemaya gidip günü geçiriyordum… patlamış mısır yiyor.
çünkü kileri bir sersem gibi düzenliyorsun.
Fakat ben onun bir sersem ya da başka bir şey olduğunu söylemeye çalışmıyorum. Ya da daha az üzgün olduğumu Pişmanlıklarla buradan gideceğiz.
dikkatli ol, etrafta kırmızıda durmayan bir sürü sersem var.
Yaşlı bir sersem!
Babam tam bir sersem.
O tam bir sersem.
Liseli bir sersem değil.
Dar görüşlü bir sersem olma.