DEYIP in English translation

say
söylemek
demek
söyler
deyin
dersem
mesela
and
ve
ayrıca
peki
edip
hem
arasında
sonra
ise
then
sonra
o zaman
ardından
peki
böylece
derken
öyleyse
o halde
halde
zamanlar
saying
söylemek
demek
söyler
deyin
dersem
mesela
calling
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım
telling
söyleyin
haber
söyleyebilir mi
söyle
anlat
bahset
söylersin
anlatın
anlatabilir
diyeceğim
keeps
devam
sürekli
durmadan
sessiz
tut
tutun
kalsın
sakla
tutarım
koru
said
söylemek
demek
söyler
deyin
dersem
mesela
says
söylemek
demek
söyler
deyin
dersem
mesela
call
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım
calls
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım
called
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım

Examples of using Deyip in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Neden bize git, deyip duruyorsun?
Why do you keep telling us to leave? We're not leaving?
Böyle deyip onları yalancı saydılar. Kendileri de helâk edilenler gürûhuna dahil oldular.
So they called them liars, and thus were among those destroyed.
Kimse bana güdük deyip de benden kurtulamaz!
Nobody calls me a fizzle and gets away with it!
Bana efendi deyip, kurallara riayet edecektin!
Call me master, attend to the rules!
Descartesta hiç sanmıyorum deyip ortadan kaybolmuş.
And Descartes says,"I think not," and disappears.
Ama yok, hastayım deyip kankalarınla dışarı çıkıyorsun.
Not you, you pretend you're sick then go out with your buddies.
Dante? Sürekli bunu deyip duruyorsun ama.
Dante? You keep calling me that, but that's.
Çok üzgünsün. Böyle deyip duruyorsun.
You keep saying that you're so sorry. I'm sorry.
Size ben yapmadım deyip duruyorum.
I keep telling you, I didn't do it.
Bu büyücülüğün bir kanıtı deyip onu direğe bağlayıp yaktılar.
They called it proof of magic and burned her at the stake.
Aramızda yaşayıp kendine taraftar deyip inanmamazlık edemezsin.
You can't live among us, call yourself a follower, and not believe.
Sana bir şey söylediğinde efendim, deyip hemen ayağa kalk.
When he speaks to you, say"sir." Then stand up straight.
Cecile mi? Bana neden Cecile deyip duruyorsun?
My name's not Cecile. Why do you keep calling me Cecile?
Bizi. Biz diye bir şey yok deyip duruyorsun bana.
You keep telling me there is no"us.
Bittabi, ve onlara kraliçe deyip, kraliçeler gibi davranıyordu.
Naturally, and called them queens, treated them like queens.
Ama grubumuz onları beraber yazdı. Onlara senin şarkılarım deyip duruyorsun.
You keep calling them my songs… but our band wrote them together.
Biraz para harca, güzel bir kız al.'' deyip duruyorum ona.
I keep telling him,"Spend some money, get a nice girl.
Bana hippi deyip.
Call me a hippie.
Pek sayılmaz. Neden bana'' Albay'' deyip duruyorsunuz?
Not really. Why do you keep calling me"Colonel"?
Pek sayılmaz. Neden bana'' Albay'' deyip duruyorsunuz?
Why do you keep calling me"Colonel"? No, not really?
Results: 800, Time: 0.0639

Top dictionary queries

Turkish - English