Examples of using Gezer in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kim burnunu çekerek etrafta gezer?
Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.
Sürekli sarhoş gezer, beni döverdi.
Kanatlı rüyalarda gezer. Yüzerek okyanusu geçer.
Çok gezer. Uluslararası anlamda.
Gezer, çalar ve şarkı söyler… öleceği güne kadar.
Efterpi Teyzenin uyur gezer olduğunu sen söylemiştin değil mi?
Doktorlar dolu mu gezer hep böyle?
Her zaman böcek salonunu gezer. Gerçek dostlarının olduğu yeri.
Yazları oğlumuzla beraber karavanla gezer… broşür dağıtır ve Tanrının sözlerini etrafa yayardık.
Kane elini kolunu sallayarak gezer, sen ömür boyu yatarsın.
Etrafta gezer, şakalaşır ve kızlara bakardık.
Çok gezer.- Şimdilik.
Hayır, hayır. Bol bol gezer.
Eglon Kralı, Gezer Kralı.
Hastanede bir hayalet gibi gezer.
Ve bütün bu gezegenleri gezer.
Hırsızlar gece yarısı kol gezer.
Halkım çok fazla gezer.
Balıklar ve salyangozlar gezer.