GEZER in English translation

travels
seyahat
gezi
seyehat
gezmek
gitmek
yolculuk
yol
dolaşın
gezin
rides
araba
binmek
gezinti
araç
sürüş
bir sürüş
yolculuk
sür
gezisi
git
walked
yürüyerek
yürüyüş
yürüyün
yürürken
yürüyüp
bir yürüyüş
serbest
yürü
git
yürür müsün
goes
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
tours
tur
turne
gezi
travel
seyahat
gezi
seyehat
gezmek
gitmek
yolculuk
yol
dolaşın
gezin
traveled
seyahat
gezi
seyehat
gezmek
gitmek
yolculuk
yol
dolaşın
gezin
riding
araba
binmek
gezinti
araç
sürüş
bir sürüş
yolculuk
sür
gezisi
git
and
ve
ayrıca
peki
edip
hem
sonra
ise
arasında
drive around
dolaş
etrafta dolanmak
etrafta arabayı
gezebiliriz
arabayı çevrede sür
çevrede dolan
buralarda arabayla geziyoruz
gezer

Examples of using Gezer in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kim burnunu çekerek etrafta gezer?
Who walks around… sniffing?
Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.
Wolves travel in packs, but eagles fly alone.
Sürekli sarhoş gezer, beni döverdi.
He beat me, he was always pissed.
Kanatlı rüyalarda gezer. Yüzerek okyanusu geçer.
It traveled on a winged dream It crossed the ocean swimming.
Çok gezer. Uluslararası anlamda.
She travels a lot, internationally.
Gezer, çalar ve şarkı söyler… öleceği güne kadar.
Wandering, playing and singing, till the day they die.
Efterpi Teyzenin uyur gezer olduğunu sen söylemiştin değil mi?
Didn't you tell me that Aunt Efterpi is a sleep walker?
Doktorlar dolu mu gezer hep böyle?
Doctors always go around packing heat like that?
Her zaman böcek salonunu gezer. Gerçek dostlarının olduğu yeri.
He always ends up in the insect room, where his real friends are.
Yazları oğlumuzla beraber karavanla gezer… broşür dağıtır ve Tanrının sözlerini etrafa yayardık.
Handing out pamphlets. Spent our summers driving around in that camper with our son.
Kane elini kolunu sallayarak gezer, sen ömür boyu yatarsın.
Kane will walk away scot-free, and you will go away for life.
Etrafta gezer, şakalaşır ve kızlara bakardık.
We used to hang around, playing pranks and checking out girls.
Çok gezer.- Şimdilik.
For now. He moves around a lot.
Hayır, hayır. Bol bol gezer.
No, no, he travels a lot.
Eglon Kralı, Gezer Kralı.
The king of Eglon, one; the king of Gezer.
Hastanede bir hayalet gibi gezer.
He walks around the hospital like a ghost.
Ve bütün bu gezegenleri gezer.
And he explores all these other planets.
Hırsızlar gece yarısı kol gezer.
Robbers prowl around at midnight.
Halkım çok fazla gezer.
Our people are very well-traveled.
Balıklar ve salyangozlar gezer.
Fish, snails move.
Results: 94, Time: 0.0564

Gezer in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English