ILIŞKIYI in English translation

affair
ilişki
bir ilişkin
olay
meselesi
kaçamak
relation
ilişki
akraba
bağı
connection
bağlantı
bağ
ilişki
bağlantılar
have
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
intercourse
cinsel ilişki
cinsel birleşme
cinsel münasebet
bir ilişki
ilişkiye girmek
ilişki kurdunuz
association
ortaklık
çağrışım
ilişki
derneği
birliği
federasyonu
kurumu
cemiyeti
tarafından
for interactions
etkileşimlere
link
bağlantı
bağ
halka
bağla
arasında bir ilişki
relations
ilişki
akraba
bağı

Examples of using Ilişkiyi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İsanın Askerleri Kilisesi evlilik öncesi ilişkiyi yasaklıyor.
The Soldiers of the Lamb Church forbids premarital relations.
O zamana kadar ben bu ilişkiyi bozacağım.
Until then I will break this relation.
Bu yüzden sizden bugün bu ilişkiyi canlı tutmama yardım etmenizi istiyorum.
So I am asking you that, today, you help me to keep that affair alive.
Keşke bunu yapan insanlar olsaydı. Şimdi milyonlarca ilişkiyi kurtarmış olurduk.
If only people could have been doing this before we could have saved a million relationships.
Hadi gel, bu ilişkiyi daha da ilerletelim.
Come, let's take this relation further.
karısı arasındaki… ilişkiyi nasıl tanımlıyorsunuz?
how would you describe relations.
Yaptırmışsa, DNA testi bu ilişkiyi kanıtlayacaktır.
If she did, DNA from the test will prove the affair.
İki pencere arasındaki ilişkiyi belirle.
Set Relation Between the Panels.
İsanın Askerleri Kilisesi evlilik öncesi ilişkiyi yasaklıyor. Merak etmeyin.
The Soldiers of the Lamb Church forbids premarital relations. Don't worry.
Termal potansiyelle, elektriksel potansiyel… arasındaki ilişkiyi niteler.
And the electric potential. to quantify the relation between the thermal potential.
Veya Margaret bu ilişkiyi keşfetti.
Or… and then shot him… Margaret discovered the affair.
Emin olabilirsin. Artık psikiyatristine de sekiz tane ilişkiyi mahvettiğini söyleyebilirsin.
You can tell your shrink you ruined eight relationships. No shit.
Bu yeni cesur Dünyada ülkelerimiz arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için.
To cement relations between our two countries in this brave new world of ours.
Dürüst olmak gerekirse bizim ilişkiyi mahveden de bendim, bu yüzden.
I mean, in fairness, I did wreck what we had, too, so.
Ya Stephanie ilişkiyi biliyorduysa?
What if Stephanie knew about the affair?
Saldırgan ilişkiyi sevdiğini biliyordu.
He knew you liked aggressive contact.
Trippin ilişkiyi bildiğine dair en ufak bir ipucu bile yok.
Nothing that indicates with absolute certainty that tripp knew anything about the affair.
Eskiden yaptığım gibi ilişkiyi aceleye getirmemek için kayıt tutuyorum.
I'm just keeping track, Trying not to rush into this relationship, like I have done before.
Bu ilişkiyi nasıl olup da onayladığım gibi şeyler.
Things like… how I supposedly approved of the affair.
Bin yıllık insanoğlu dilinde bu ilişkiyi tarif edecek kelime olmaz mı?
Years of human language and there's no word to describe our relationship.
Results: 1174, Time: 0.0424

Top dictionary queries

Turkish - English