IYI BIR ŞEKILDE in English translation

in a good way
iyi yönde
iyi bir şekilde
iyi anlamda
iyi açıdan
i̇yi manada
iyi bir yol
i̇yi biçimde
iyi yoldan
in good shape
iyi durumda
iyi bir şekilde
iyi şekli
façanın düzgün
durumunun ve teknik çalışmaların gayet iyi olduğunu
in a better way
iyi yönde
iyi bir şekilde
iyi anlamda
iyi açıdan
i̇yi manada
iyi bir yol
i̇yi biçimde
iyi yoldan
as well
de
kadar iyi
da öyle
gibi bir şey
aynı zamanda
sıra
bari
perfectly
mükemmel
tamamen
son derece
çok
gayet
çok iyi
kesinlikle
oldukça
iyi
tamamıyla

Examples of using Iyi bir şekilde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Birisiyle nasıl, iyi bir şekilde ayrılabileceğimi biliyor musun?
Do you know, like, a good way to break up with somebody?
Bu sefer gerçekten bunu iyi bir şekilde halledeceğimi düşünüyordum.
I really thought I was doing it the good way this time.
Ben de oğlumla çok iyi bir şekilde ilgilendiğin için teşekkür ederim.
And I wanted to thank you for taking such good care of my son.
Çok iyi bir şekilde kaybolabilir.
He may disappear too well and.
Mühürleri çok iyi bir şekilde yazdım.
I also wrote runes like this as well.
Bak, Ben kundakçılık iyi bir şekilde herşeye çözüm getirir demiyorum.
Look, i'm not saying arson's a good way to solve anything.
Avrupanın sınırlarını çok iyi bir şekilde görebilirsiniz.
You can see the outline of Europe perfectly well.
Aşkı çok iyi bir şekilde kullanmamı sağladı.
He made me use the love in good way.
Tamam, iyi bir şekilde bitirelim!
Okay, let's end in good terms!
Eğer iyi bir şekilde ifade edebilecekseniz en iyi yanıt muhtemelen odur.
If you have a good way to frame it. That's probably the best response.
Belki bu durumu çok iyi bir şekilde idare edemiyorum ama.
Maybe I haven't handled this the best way, but.
Daha iyi bir şekilde bitirebilirdik.
We could have ended it better than we did.
Sammy iyi bir şekilde düşünebiliyor.
Sammy can think just fine.
Hem de iyi bir şekilde değil.
And not in a fun way.
Güzel ve iyi bir şekilde.
Beautifully and finely.
Hem de çok iyi bir şekilde.
I'm handling it very nicely.
Ben ve Liam gibi, iyi bir şekilde tabii.
It's like me and Liam, except in a good way.
Bu sadece bir örnek küçük bir fikrin, iyi bir şekilde pazarlanması.
This is an example… of how one little idea, carefully marketed.
Mükemmel bir gün buz dansından daha iyi bir şekilde noktalanabilir mi?
What better way to top off a perfect day than with some ice dancing?
Bazen benim hiç olmadığım kadar iyi bir şekilde.
Sometimes in ways better than I ever was.
Results: 92, Time: 0.0353

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English