Examples of using Iznin yok in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bizim için kötü hissetme iznin yok. Hayır. Hayır.
Kes şunu. Bunu yapmaya iznin yok.
Gerisi gizli. Senin de iznin yok.
Çekil oradan! Oraya çıkmaya iznin yok,!
Buraya gelme iznin yok, biliyorsun.
Philip, senin uyumaya iznin yok! Philip!
Kes şunu. Bunu yapmaya iznin yok.
Sana bir soru sorana kadar konuşma iznin yok.
İçmeye iznin yok. Saçmalama.
Ateş etme iznin yok.- Ateş etme.
Senin soru sormaya iznin yok.
Beni yetişkinlerin önünde iftira iznin yok!
Ateş etme iznin yok. Tekrar ediyorum.
Yukarı katlardaki banyoyu kullanma iznin yok.
Sisst, benimle konusmaya iznin yok.
Senin benim bölgeme girme iznin yok!
Bir görüşmede bunu sormana iznin yok.
Benim mi?- Benden önce ölmeye iznin yok, tamam mı?
Bundan sonra beni yalnız bırakmaya iznin yok.
Şişşt, benimle konuşmaya iznin yok.