KONUŞMASINI in English translation

speech
nutuk
söz
konuşma
söylemi
talk
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
speak
konuşurken
konuşmak
söz
konuşun
söyle
konuşabilir miyim
sesle
bahsetme
conversation
sohbet
muhabbet
konu
konuşma
görüşme
chat
sohbet
konuşmak
muhabbet
sohbet etmek isterdim
laklak
eulogy
methiye
kaside
konuşmasını
övgüsü
mersiye
anma
remarks
sözler
yorumu
lafı
ifadesi
söyledi
talkin
konuşuyor
konuşmak
bahsediyorsun
bahsediyorum
diyorsun
söz ediyorum
neden
hakkında konuşuyorum
talking
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
speaking
konuşurken
konuşmak
söz
konuşun
söyle
konuşabilir miyim
sesle
bahsetme
talks
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
talked
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
speaks
konuşurken
konuşmak
söz
konuşun
söyle
konuşabilir miyim
sesle
bahsetme

Examples of using Konuşmasını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bayan Winkelmannın robot ressamla konuşmasını öneriyorum.
I suggest Frau Winkelmann speaks with a composite sketch artist.
Bayan Qahraei ve Raziehin konuşmasını duymadığını söyledin. Neden?
And Razieh speaking. You said that you didn't hear Ms Qahraei Why?
Sen bir de benim sevgilimin benimle konuşmasını gör.
You should hear how my boyfriend talks to me.
Sakın erkek arkadaş/kız arkadaş konuşmasını bitirdiğimizi sanma.
Don't think we're done with the boyfriend-girlfriend conversation just yet.
Bu imkansız. Kaptan henüz konuşmasını bitirmedi.
The captain is not yet finished speaking. There is no way.
Evet… Bu gece hiç kimsenin kötü bir konu hakkında konuşmasını istemiyorum.
Don't want anything bad talked about. And please, tonight, for once.
Daniel ve Helen Crowley arasındaki bir telefon konuşmasını duydum.
I overheard a phone conversation between Daniel and Helen Crowley.
Çünkü bana bakmasını ve benimle konuşmasını beğeniyorum. Affedersin.
Cause I like the way he looks and talks to me. I'm sorry.
Hiç arkadaşlarıyla tanıştın ya da telefon konuşmasını duydun mu?
You ever meet any of her friends or overhear a phone conversation?
Çünkü bana bakmasını ve benimle Affedersin. konuşmasını beğeniyorum.
I'm sorry. Cause I like the way he looks and talks to me.
Lisa, sanki hükümet herkesin konuşmasını dinliyor da.
Lisa, it's not like the government is listening to everybody's conversation.
Görünüşe göre Buaron, kendi konuşmasını kaydetmiş.
It sounds like Buaron recorded his own conversation.
Ne cüretle Majesteleri Kralın konuşmasını dinlersin?
How dare you eavesdrop on His Majesty's conversation?
Yaşlı ispiyoncunun konuşmasını bilirsin.
You know how the old stool pigeon talks.
Glaber taşaklarını kavrayıp konuşmasını yaparken güneye gidebiliriz.
We can head south, while Glaber cups his balls and makes speeches.
Hitlerin Nuremberg konuşmasını.
Hitler's Nuremberg speeches.
Birisi, bizimle konuşmasını engellemek için çok fazla zahmete girmiş.
Someone went through a lot of trouble to keep him from talking to us.
Şimdi annemden kız kardeşimle konuşmasını ve kız kardeşimin kendisine yardım etmesini sağlamasını istiyordu.
Now she demanded that my mother speak to my sister and enlist her help.
Robertın Güvenlik Enstitüsü konuşmasını iptal eder etmez çıkarız.
As soon as I cancel Robert's speech to the Security Institute.
Sabah haberlerine yalnızca biraz bakabildim ama korkarım… Humphreynin kabul konuşmasını kaçırdım.
But I'm sorry I missed Humphrey's acceptance speech. I only saw a little bit of it on the morning news.
Results: 1647, Time: 0.0308

Top dictionary queries

Turkish - English