Examples of using Konuşmaya devam etmek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bunu konuşmaya devam etmek isterdim ama kötü bir kaşıntı başladı.
Bunu konuşmaya devam etmek isterdim ama kötü bir kaşıntı başladı.
Konuşmaya devam etmek istiyorum, ama bataryamın yüzde üçü kalmış.
Uzaklaşmadı. Konuşmaya devam etmek istedi.
Seninle konuşmaya devam etmek istiyorum. Bunun sonunda ne olursa olsun.
Eğer konuşmaya devam etmek istiyorsan bana 1.
Orada uyanmama tek birşey sebep olabilir, seninle konuşmaya devam etmek.
Bundan sonra ne olursa olsun, konuşmaya devam etmek istiyorum.
Bundan sonra ne olursa olsun, konuşmaya devam etmek istiyorum.
Evet, bu bir olasılık. Biz de Mariana Castilloyu bulmamıza yardım eder belki diye onunla konuşmaya devam etmek istiyoruz.
Eğer aranızdan konuşmaya devam etmek isteyen olursa, takımımla birlikte barın orada bekleyeceğim.
Bak, Johnny, konuşmaya devam etmek isterdim ama buradaki büyük koltuk ne demek bilirsin.
Ve eğer ailemden veya alakasız herhangi bir konudan konuşmaya devam etmek isterse,… iddiaları yalanlama zamanını Iraktaki pozisyonumu konuşmak için kullanmaktan mutluluk duyarım.
Bunu konuşmaya devam etmek isterdim ama kötü bir kaşıntı başladı.
Zaman doldu. Eğer konuşmaya devam etmek istiyorsan bana 1.
İstediğin şey bir anlaşma, ve o anlaşmayı elde etmenin tek yolu… konuşmaya devam etmek.
o anlaşmayı elde etmenin tek yolu… konuşmaya devam etmek.
Konuşmaya devam etmek istiyorum.
Sizinle konuşmaya devam etmek istiyorum.
Bu konuşmaya devam etmek istemiyorum.