TO KEEP WORKING in Turkish translation

[tə kiːp 'w3ːkiŋ]
[tə kiːp 'w3ːkiŋ]
çalışmaya devam edersen
çalışmayı sürdürmek
çalışmaya devam etmeleri
çalışmaya devam etmesini
çalışmaya devam etmekten
çalışmayı sürdüreceğine
i̇şe devam etmek

Examples of using To keep working in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Got to keep working.
Çalışmaya devam etmelisin.
I'm glad you decided to keep working.
Çalışmaya devam etmeye karar verdiğin için sevindim.
If you refuse to pay, I got to keep working for Bodaway.
Bana para vermeyi kabul etmezsen ben de Bodaway için çalışmaya devam ederim.
We need to keep working the case.
Bu dava üzerine çalışmaya devam etmeliyiz.
Okay, we need to keep working the radio towers.
Tamam, telsiz kuleleri üstünde çalışmaya devam etmemiz lazım.
We get to keep working and working and working without ever having to home!
Hiç durmadan çalışıcaz, çalışıcaz, çalışıcaz. Düşünsene eve bile gitmeyeceğiz!
Does she plan to keep working after she's married?
Evlenince çalışmaya devam edecek miymiş?
I'm feeling a little too upset to keep working.
Çalışmaya devam edemeyecek kadar üzgün hissediyorum.
He asked me to keep working on the painting.
Tablo üzerinde çalışmayı sürdürmemi istedi.
We get to keep working together.
Beraber çalışmaya devam edebileceğiz.
You have got to keep working, Cholo.
Durmadan çalışman gerek Cholo.
How would you like to keep working for me?
Benim için çalışmaya devam etmeye ne dersin?
It was supposed to keep working.
Çalismaya devam etmesi gerekirdi.
He told us to keep working.
Bize çalışmaya devam edin, değişmeyecek dedi.
Ben, I need this family to keep working.
Ben, bu aileye çalışmaya devam etmek için, ihtiyacım var.
Keep training. He was telling me to keep working on my dancing.
Danslarıma çalışmama devam etmemi söylerdi… çalışmanı sürdür derdi.
Which is why I think we need to keep working together.
Bu yuzden birlikte çalismaya devam etmemiz gerektigini dusunuyorum.
I did what I had to do to keep working with you.
Seninle çalışmaya devam etmek için gerekeni yaptım.
Living things need to keep working on the inside.
Yaşayan şeyler içlerinde devamlı çalışmaya gerek duyar.
It means Jen wants me to keep working for her.
Demek oluyor ki, Jen onunla çalışmaya devam etmemi istiyor.
Results: 111, Time: 0.052

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish