MAHKUM in English translation

prisoner
tutsak
mahkûm
tutuklu
mahkumu
esir
esiri
convicted
mahkûm
suçlu
mahkumu
hükümlü
suçluyu
inmate
mahkûm
tutuklu
mahkumu
bir mahküm
sentenced
cümle
ceza
hüküm
hapis
mahkûm ediyorum
fermanı
boyu hapis cezası
boyu
condemned
mahkûm
kınıyorum
suçla
lanetliyor
kınayacak
cezanı
lanetleyecekler
ayıplayabilirsin
doomed
kıyamet
azabı
felaket
kaderci
sonu
lanetli
ölümün
yazgısını
mahkum
con
eksi
düzenbaz
dolandırıcılık
üçkağıtçı
dümeni
mahkum
hilekar
sahtekar
numarasını
bir mahkuma
bound
bağlayan
bağlayıcı
bağlamak
bağlar
birbirimize bağlayan
the tumbleweed
tumbleweed
mahkum
confined to

Examples of using Mahkum in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Biraz kıskançlık duymaya mahkum olacaktı!
She would be bound to feel just a little jealous!
Hayır, hala mahkum gibi düşünüyorsun.
No, no, no, you're still thinkin like a con.
çoğu çökmeye mahkum.
are bound to collapse.
Hayır, hala mahkum gibi düşünüyorsun.
No, no, no, you're still thinking like a con.
Hepsi olmasa da çoğu çökmeye mahkum.
Are bound to collapse. Most, if not all.
Hey, Aguilar, şu, uh, vurduğun mahkum ameliyattan çıkmış.
Hey, Aguilar, that con you blasted just got outta surgery.
Ve artık mahkum değiliz, pazarlık gücünüz kalmadı.
And since we're not prisoners anymore, you have no bargaining power.
Mahkum arkadaşlarına ihanet etti müdür yardımcısına ihbar ederek.
He had betrayed his fellow inmates by tipping off the associate warden.
Bugünkü sayımda eksik mahkum olduğu doğru mu?
In today's roll call? Is it true that some inmates were missing?
Mahkum olduğumuzun farkındayım ama hâlâ ketçap hakkımız var.
I realize we're prisoners, but we're still entitled to ketchup.
Salınmasını istediğimiz iki mahkum elinizde:… Albay Frank Simmons ve Adrian Conrad.
Colonel Frank Simmons and Adrian Conrad. You're holding two prisoners we want released.
Saydığım kadarıyla ziyaret saatlerinde 6 mahkum koridordaki tuvalete girmiş.
By my count, six inmates entered the restroom corridor during visiting hours.
Bunu Fabrikadaki çoğu mahkum için söyleriz.
We say that about a lot of the inmates at The Factory.
Tamam, söyle. İki yeni mahkum gelecek.
Okay, what is it? There are two new inmates arriving.
Neden? Bu programdan faydalanan çok mahkum var.
There are a lot of inmates Why not? that take advantage of this program.
Ayrıca hükümetin de DEOnun çöl tesisinden… Lexe uzaylı mahkum verdiğini de kanıtlıyor.
It also proves that the government gave Lex alien prisoners from the DEO desert facility.
Ölüme mahkum değil.
It's not a death sentence.
Mahkum arabası geliyor… yeni kolleksiyon, Dave!
Here comes the tumbleweed wagon. Some collection, Dave!
Mahkum arabası geliyor!
Here comes the tumbleweed wagon!
Mahkum arabası. hapishane bu adamları arıyordun?
The tumbleweed wagon the jail you're looking for those men?
Results: 2948, Time: 0.0496

Top dictionary queries

Turkish - English