Examples of using Nihayet in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Nihayet Örümcek manyağı yaptığı pisliği temizlemeye zorlandı.
Nihayet şöyle söylememi sağlayan kız.
Nihayet saklandığın yeri göreceğim, öyle mi?
Nihayet, Leo.
Nihayet biri seni avcuna düşürdü.
Nihayet!- Çok rahatlamış olmalısın.
Nihayet birkaç ay önce enjektörü yedi.
Nihayet söyledin ya teşekkür ederim.
Nihayet toparlanıp kalktığında ona bir kez daha dedim ki.
Nihayet ustaları olan,
Nihayet son sözü söyledim.
Nihayet sana bir çift mokasen giydirebildim.
Nihayet ara verebildik.
Nihayet, kaderimizi seçme hakkımız olacak.
Nihayet bir adımız vardı.
Nihayet Nicholas Dunne… karını öldürmekten seni tutukluyorum.
Evi nihayet sattığınız için tebrikler.
O, nihayet isteğini gerçekleştirdi.
Nihayet Hathaway.
Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında( Hızır) hemen onu öldürdü.